Daha önce de kadınların önsevişmeden beklentilerini yazan Medyafaresi yazarı Gökçen Erdoğan, bu kez ''erkeklerin kadınlardan bekledikleri'' başlıklı bir yazı yazdı. İşte o yazı;
''Biz kadınlar, ilişkilerimizde ve dahi evliliklerimizde çok basit bir hata yapıyoruz. Yapmamaya karar versek bir daha yapmamaya gücümüzün yeteceği bir hata; kadın olmayı ikinci plana atıyoruz. Anne olmayı her şeye sindiriyoruz mesela, ya da eş olmayı, çalışan olmayı, yorgun olmayı… Hayat gailesinin bütün yüklerini sırtımızda yatağımıza kadar götürüyoruz, çocukların dertlerini, komşu günü bigudilerini, deterjan kokusunu, haminne tavırları, maşallahları inşallahları, belkileri keşkeleri, aman haları sakınları… Biz yatağımıza, bedenimize giydirilmiş kadınsı bir ruh dışında her şeyi götürüyoruz. Oysa hayat bir sabahlık olmalı sırtımızda ve çıplak girmeliyiz yatak odamıza. Belki biraz renk, biraz dantel, biraz arsızlıkla. Ama asla başka şeyle değil.
Kiminin kocası başka bir kadına gidiyor ve ucuz bulunuyor kadın. Pahalılıktan bir hayır görmediyseniz ve hayat arkadaşınız talibiyse bu ucuzluğun, siz de biraz indirime gidin. Hamamda birbirinden utanmayan kadınlar, ‘amaaan sendekinden bende de var’ diyen hanımlar, bu sözüm size! Her şeyden herkeste var ama herkeste aynı görünmüyor göze. Siz sizde olanı farklılaştırın. Erkek beklentisi ‘kadınlık üstüne’ erkek beklentisi ilgilenmiyor erekte olunca sizin rollerinizle. En iyi anneyi arzulamıyor penis ya da en başarılı çalışanı. Erkek, ‘en kadın’ kadını arıyor, işte bu mesele.
Erkekler üç nedenle şikayetçi oluyorlar eşlerinden: -Dırdır -Bakımsızlık -Cinsel verimsizlik E biz de damızlık değiliz elbette. Yatakta beğenmiyorlarmış heyhat! Merak etmeyin hemcinslerim, merak etmeyin yeniliğe açık kadınlar, onlar için de önsevişme arzumuzu yazdım, akıllarını başlarına devşirecek gibiler. Bakalım biz neler yapabiliriz onlar için.
Çocukların sesi kesilecek gibi değil, evin temizliğine yemeğine ütüsüne yetişilmiyor, veli toplantısına gitsen kuaföre zaman kalmıyor… Derdimiz büyük, hayatımız zor. Ama inanın tüm güçlükleri unutturur başarılı sevişmeler. Yıllardır söylerim annelik sabahlığını, çalışan dosyalarını, ev hanımı bandanasını asın kapıya, dışarıda bırakın. Giyin en iç gıdıklayıcı çamaşırlarınızı ve arsız sözcüklerinizi doldurun ağzınıza, o erkek sizin! O baba, ya da o müdür sizin değil. O erkek sizin, kanlı canlı, aşklı şevkli o erkek sizin, o yatak sizin! O beden, o koku, o ten, haa bir de o vajina sizin! Dilediğiniz gibi silahlaştırın onu.
1) Erkeğe dokunmayı, o kapıdan girer girmez başlatın. Tabi bunu pazarda kumaş yoklar gibi yapma gafletine düşmeyin. Doğallığınızı yitirmeden, dokunarak öperek ve hatta koklayarak karşılarsanız bu yakınlaşmayı sürdürmeniz de kolaylaşır.
2) Frikik vermekten kaçınmayın. Dekolteli giysilerinizi tercih edeceğiniz en doğru yer kuşkusuz ki eviniz. Servis yaparken eğilmekten, tvyi açarken kalçalarınızı ön plana çıkarmaktan, yan yana otururken elinizi bedeninde gezdirmekten ve nefesinizi hissettirmekten kaçınmayın.
3) Sevişme başlatmak için yatak odanıza gitmeyi beklemeyin. Özellikle biz kadınlar için talep ettiğimiz ön sevişmeyi siz de başlatabilirsiniz, üstelik evin herhangi bir yerinde. İster sonuca yatak odasında gider ister evin diğer bölümlerinde devam edersiniz ama sevişmeyi içinizden geldiği an başlatmayı es geçmeyin.
4) Siz görev adamı pardon kadını değilsiniz, görev gibi sevişmeyin. Neyi nerede yapacaktım, şu anda bitirecek miydim, doğru mu yaptım, yanlış yolda mıyım kaygılarını dışınızda bırakarak doğaçlama sevişmelere alışın. 5) Yenilikçi, cesur ve talepkar olmak en çok da sizin hakkınız. Duş almayı, pozisyon değiştirmeyi, striptiz yapmayı, fanteziler kurgulamayı öneren siz olun. Beşi bir yerde önerilerimi ciddiye alacağınızdan eminim. Ama bir ses geliyor kulağıma sanki, bir soru; erkeği memnun etmek için uğraşmak zorunda mıyız? Hayır değilsiniz. Bunları erkeğiniz için yaptığınızı da nereden çıkardınız? Her şey bizim için, inanın her şey sizin için.
Aldatılınca, orgazm olamayınca, beğenildiğini hissedemeyince üzülen siz değil misiniz? Önerilerim erkek daha uzun süre erekte olsun, orgazma ulaşsın ve size tam puan versin diye değil. Tüm bunların yaşanması neticesinde size de pastadan koca bir dilim düşsün diye. Evet doğru duydunuz, aslolan yine ve daima sizsiniz; siz ve bedeninizi giyinmiş ruhunuz. Peki hazza giden yolda silahlanmak ister misiniz? 1) Arzuları uyandıran bir koku 2) Etkileyici ve seksi iç çamaşırı 3) Loş aydınlatma ve biraz mum 4) Ahh uhh gibi sesler 5) Kirli kirli sözler
Evde çıplak gezmeyi hiç denediniz mi? Ya da duşa girip partnerinizi de çağırmayı? Çocukları büyükanneye emanet edip kısa bir balayına çıkmayı? Onu yatağa bağlamayı mesela? Oral seks talep etmişliğiniz var mı? Cinsel organına methiyeler düzmüşlüğünüz? Sevişme bitince teşekkür etmek için yeni bir randevu vermişliğiniz ya da kostümünüzle bir fanteziye hayat vermişliğiniz? Sınırların dışına çıkmışlığınız yok mu sizin? Ne bekliyorsunuz? Hiç ummadıkları biçimde silahlanın. Şaşırtın, şımartın ve şımarın elbette.
Peki ya onun talepleri? Kulak verdiniz mi ona? Emir kulu gibi değil de sürpriz kutu gibi davrandınız mı? Ezilmeden gerekeni yapmak, inanın biz kadınların işi.
Erkekler iyi anne olmaktan, iyi bir ev kadınından, başarılı bir iş kadınından etkilenmezler mi dediğinizi duyar gibiyim. Açık olayım mı? Erkekler bu kadınlara bayılırlar ama bu kadınları yatakta altlarına almaktan, onların üste çıkma ısrarından, başkalaşan tavırlarından, içlerinden çıkan başka insanlardan, sürprizlerinden ve posta koyuşlarından adeta tarifsiz bir zevk alırlar, esir olurlar erkekler böyle kadınlara. Ev arkadaşı değilsiniz siz, sırayla esir olmalısınız birbirinize. Muadilinizi bulacağını düşünememeli ve siz de elbette. Sizinle sevişmek için akşamı akşam etmesi başarınızdır, göğsünüzde gururla taşıyın. Sevişmek kolay erkek için, yetiştirenler sağolsun ama siz onun ilk ve tek tercihi olmaya bakın. Bu bir savaş, içinde en çok barış ve aşk barındıran, kadınlar, silahlanın!