Antalya’da kuşların son sığınağı da yok oldu!

'Kuşların son sığınağı da yok oldu. Milyonlarca lira harcayıp nehirleri adeta çölleştiriliyor'
Antalya’da kuşların son sığınağı da yok oldu!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37    

Biyomühendis Hüseyin Çağlar İnce, Oda Tv'den Yusuf Yavuz'a konuştu. İnce, Boğaçayı’nın yılın dört mevsiminde yaklaşık 120 kuş türüne ev sahipliği yaptığını belirterek,“Ülkedeki birçok nehir yatağı yaban hayatından arındırılarak, yalnız ve çıplak kanallara dönüştürülüyor. Nehirler adeta çölleştiriliyor. Artık nehirler geçtiği toprakları beslemeden, oradaki doğaya ve insana hayat vermeden akıp gidiyor” diye konuştu.

 

Boğaçayı’nda geçtiğimiz günlerde başlatılan çalışmayla ilgili sorularımızı yanıtlayan DSİ 13. Bölge Müdürlüğü yetkilileri, çalışmanın taşkın önleme ve rehabilitasyon amacıyla yapıldığını belirterek, turizm sezonu öncesinde tamamlanacağı bilgisini verdi. Doğu illerinden takviye olarak getirilen 40 iş makinesi ile yürütülen çalışmalar kapsamında Boğaçayı, Doyran ve Karaman çaylarının yataklarında 5 yıl içerisinde 15 kilometrelik bir bölümün düzenlenmesi hedefleniyor. Islah çalışmasının tamamının ise bu üç nehir yatağında toplam 40 kilometrelik bir alanı kapsayacağı belirtildi. 

 

DSİ’NİN ÇALIŞMASI BOĞAÇAYI PROJESİNE ALTLIK MI OLACAK

 

Yapılan çalışmanın ilgili kurumların görüşleri alınarak ve ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) kapsamında yürütüldüğünü kaydeden yetkililer, kış aylarında suyun yoğun oluşu, yaz aylarında ise turizm sezonu olması nedeniyle bu dönemin seçildiğini dile getiriyor. DSİ’nin yürüttüğü çalışmanın Antalya Büyükşehir Belediyesi’nce bölgede yapılmak istenen ‘Boğaçayı Projesi’ne yönelik bir altyapı çalışması olup olmadığına yönelik sorularımızı da yanıtlayan yetkililer, bu konuda DSİ ve Antalya Büyükşehir Belediyesi arasında çeşitli yazışmaların sürdüğünü ancak bu çalışmanın doğrudan Boğaçayı Projesi için yapılmadığını belirtiyor. Ancak taşkın önleme çalışmasının Büyükşehir Belediyesi’nin Boğaçayı Projesi için önemli bir kolaylık sağlayacağı da edinilen bilgiler arasında.

 

 

ALANDAN 30 MİLYON METREKÜP MALZEME ÇIKARILACAK

 

Bölgedeki içme suyu kaynakları ve tuzlanma gibi çekincelerle Boğaçayı Projesine daha önce olumsuz görüş bildiren DSİ'nin şu anda yaptığı çalışmayla alandan toplam 30 milyon metreküp malzeme çıkarılacağı belirtiliyor. Büyükşehir Belediyesi, Boğaçayı Projesi için ilk etapta denizden içeriye doğru 2 kilometrelik bir alanı açarak burada çılgın projenin ilk ayağını uygulamaya koymak istiyor. Ancak uzmanların görüşü, rant yaratmayı amaçladığı öne sürülen bu projenin hem Konyaaltı sahiline hem de bölgede yaşayan halka zarar vereceği yönünde.

 

 

 

BİYOMÜHENDİS ÇAĞLAR İNCE: ‘BOĞAÇAYI KUŞLARIN SON SIĞINAĞIYDI’

 

Boğaçayı ve çevresinin yılın dört mevsiminde 120’nin üzerinde kuş türüne ev sahipliği yaptığını belirten Biyomühendis Hüseyin Çağlar İnce, alanın Antalya bölgesinde sulak alan kalmamasıyla kuşlarla birlikte pek çok canlı türü için son sığınak olma özelliği taşıdığına dikkat çekerek, “Ötücü kuş türleri, balıkçıllar, kıyı kuşları ve su kuşları gibi kuş türlerini barındıran Boğaçayı, ilkbahar ve sonbahar göçlerinde, Afrika'dan yola çıkıp Akdeniz üzerinden gelen birçok kuş türünün geçit törenine sahne oluyor. Şu anda sumrular ve Akdeniz martıları yoldan geçerken görebileceğimiz büyük türler arasında yer alıyor” bilgisini verdi.

 

 

 

 ‘MİLYONLARCA LİRA HARCANARAK NEHİRLER ÇÖLLEŞTİRİLİYOR’

 

Antalya gibi büyük bir turizm kentinin ortasında sazlıkları ve söğüt ağaçlarıyla önemli bir doğal park olan Boğaçayı’nda yıl boyunca bölgedeki 5 yıldızlı otellerde konaklayıp kuş gözlemine çıkan turistlerin görülebileceğine değinen İnce, “Son yıllarda Anadolu'nun bilinen önemli nehir yataklarında milyonlarca lira harcanarak ıslah çalışmaları yapılıyor. Ülkedeki birçok nehir yatağı yaban hayatından arındırılarak, yalnız ve çıplak kanallara dönüştürülüyor. Nehirler adeta çölleştiriliyor. Aslında gerçek anlamda su, bu kanallarla boşa akıyor. Artık nehirler geçtiği toprakları beslemeden, oradaki doğaya ve insana hayat vermeden akıp gidiyor” diye konuştu.  

 

 ‘DERELER KANAL OLDU, ZEMİN KATLARI SU BASMAYA BAŞLADI’

 

Kendisinin de bu bölgede yaşadığını kaydeden Biyomühendis H. Çağlar İnce, “Öte yandan kentleşme ile şehir içindeki böğürtlenler, söğütlerle, püren kokularıyla süslü, kuş sesleriyle cıvıldayan birçok dere artık birer kanal oldu. Dereler fazla gelen yağmur suyunu, yer altı sularıyla, toprakla, ağaçlarla paylaşıyordu. Kanallarda ise fazla gelen yağmur suları etrafta yeni yapılaşan konutların zemin katlarında su baskınlarına yol açıyor” ifadelerini kullandı.