Ateizm Derneği: Amacımız ateistlerin kimliklerini saklamak zorunda hissetmelerini önlemek!

Ateizm Derneği 2 yaşına girdi.
Ateizm Derneği: Amacımız ateistlerin kimliklerini saklamak zorunda hissetmelerini önlemek!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2022-04-09 00:37:51    

Evsizlere çorba dağıtan, Huzurevi ziyaret eden Ateizm derneği 2. yaşını kutluyor. Ateizm Derneği'nin internet sitesinden yapılan açıklama şöyle:

Ateizm Derneği kurulduğu günden bu yana üye sayısını artırmış ve iki yıl içerisinde 200 üyeye kavuşmuştur. Derneğimiz iki yılda ateistlerin buluşma noktası olmuş, bir çok sosyal etkinlik, toplantı, seminer, yurtdışı ve yurtiçi kurum ziyareti, panel, eğitim gerçekleştirmiş, görsel ve yazılı medyada yer almış, yardım faaliyetlerinde bulunmuş ve bir çok insana varlığını duyurmuştur.

 

Bu iki yıllık süreçte, olumlu tepkiler aldığımız, normalleşmelerin yaşandığını gördüğümüz, tebrik mesajları aldığımız zamanların yanı sıra, üyelerimizin haklarını korumak için davalar açtığımız fakat maalesef hukukun taraflı kararlarından dolayı tıkandığımız durumlar da yaşadık.

 

Her zaman yüksek sesle söylediğimiz üzere, Ateizm Derneği olarak ne dinlerle, ne inanç sahibi insanlarla, ne de bizim gibi düşünmeyen hiç kimse ile bir savaşımız yoktur, olmayacaktır. Ateizm Derneği’nin Tüzük ve İlkeleri bu konuda çok net ve açıktır. Her ne kadar kurulduğumuz günden beri bizleri farklı göstermeye çalışan basın kolları çabalamaya devam etse de, duruşumuz ve çizgimiz ortadadır. Ateist ve non-teist bireyleri karalamaya çalışan zihniyetlerin farkındayız. Özellikle son beş ay içerisinde sosyal medyada, gazetelerde ve haberlerde özellikle ateist bireylere karşı alınan tutum ve karalama kampanyaları ortada. Bunun yanı sıra; bizim yanımızda ve seküler zihniyetteki basın mensuplarının da farkındayız.

 

Ateizm Derneği’nin kurulma amaçlarından biri ateist ve dinsizlerin toplumdaki kimliklerini saklamak zorunda hissetmelerini önlemek idi. İnsanlar Ateizm Derneğinden haberdar oldukça, ateist ve dinsiz kişilerin mahallesinde, apartmanında, iş çevresinde açığa çıkmaktan ya da dernek toplantısında toplu fotoğrafta görünmek istemekten çekinme eğilimlerinin azaldığını hissediyoruz. 'Ateizm Derneği’ne ne gerek vardı ?' diye soranlara verilecek cevaplarımızdan biri budur.

 

Türkiye’de ifade özgürlüğünü belirleyen kanunlardaki çelişkilerin giderilmesi ve özgürlüklerin geliştirilmesi bir diğer amacımızdır. Anayasa’nın 25'inci maddesi ile korunmuş olan ifade özgürlüğü, TCK 216/3 maddesi ile haksız bir şekilde sınırlandırılmıştır. Bu halen mücadelesini sürdürdüğümüz bir konudur. Uygar ülkelerden kişilerle konuşurken üzülerek dile getirmek zorunda kaldığımız bir sorundur. İfade özgürlüğü modern toplumların temel yapı taşlarından biridir. Gerek Uluslararası Sözleşmelerle ve gerekse Anayasamızda yer almaktadır. İfade özgürlüğünün kâğıt üstünde kalmaktan çıkması gerekmektedir. Kanunlar her vatandaşın durumu göz önünde bulundurularak kaleme alınmalı, hukuk her vatandaşa eşit mesafede durmalıdır. Bir dine mensup olamayan kişilerin, sadece bunu dile getirdikleri için 'hakaret suçu işliyor' durumuna düşürülerek adaletsiz biçimde yargılandıklarına şahit oluyoruz. Düşüncesini serbestçe ifade edebilmek ifade özgürlüğünün tarifidir. Ateizm Derneği kendisini sadece ifade ettiği için haksızlığa maruz kalanların yanındadır.

 

Gidecek daha çok yolumuz var. Türkiye, Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke arasında Irak, Nijerya, Libya, ve Zambiya gibi ülkelerin ardında 154'üncü sıradadır. Türkiye 2015 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde hakkında en fazla ifade özgürlüğünü ihlâl kararı verilen ülke olmuştur. Gün geçtikçe daha çok dünya vatandaşı Türkiye'nin insan hakları ihlallerinden haberdar oluyor ve tepki gösteriyor. Çözüm, suçlamaları ısrarla reddetmek değil, davranışlarını değiştirmektir. Vatandaşlarımızın artık neyi doğru neyi yanlış yaptığımızı irdelemesi gerekmektedir.

 

Büyük çerçevede ise Türkiye, 2015 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde hakkında en fazla ifade özgürlüğünü ihlâl kararı verilen ülke olmuştur. Belki de bu noktada medeni kanunu aldığımız İsviçre’den daha fazla kanun ve uygulamayı da almış olmamız gerekmektedir. Bir yanda 1959’dan beri ilişkilerimizi sürdürdüğümüz ve halen dahil olamadığımız Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Avrupa Birliği , diğer yanda ise Avrupa Birliği’ne girmeyi reddeden İsviçre gerçeği duruyor iken, Türkiye’nin neyi doğru neyi yanlış yaptığını irdelenmesi gerekliliği açıkça ortadadır.

 

Toplumdaki ateist ve dinsiz insanların sosyal alanda örgütlenmesi ve yardımlaşması, hukuki alanda ise haklarının korunması kuruluş amaçlarımız arasındadır. Son zamanlarda artık non-teist ve/veya ateist olduğu için bastırılmaya çalışan bireyler, haklarını aramaya ve sessiz kalmamaya başlamışlardır. Bunu görmek bizi sevindiriyor.

 

Bizler aydınlık yolunda insan hakları savunucuları olmaya devam edeceğiz. Aynı şekilde Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 24'üncü maddesinde geçtiği haliyle, herkesin dini inanç, vicdan ve kanaat hürriyetine sahip olduğuna inanan bireyler olarak, laikliğin de en büyük savunucuları olmaya devam edeceğiz. Kuruluş amaçlarımız doğrultusunda yapmamız gerekenlerin her geçen gün daha çok farkına varmaktayız. Derneğimiz çok yol kat etti, ama yeterli görmüyoruz. Daha çok üye ve destekçiye, sesimizi duyuramadığımız her yere ulaşma hedefimize varmak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.

 

Açıldığımız günden beri Ateizm Derneği'ne inanan, destek veren herkese, saygıdeğer üyelerimize, gece gündüz demeden derneğimiz için çalışan sevgili gönüllülerimize, sosyal medyada, basında ve televizyonda bize tarafsız olarak yaklaşan basın mensuplarına teşekkür ederiz.

 

Saygılarımızla,

Ateizm Derneği