Kadın stajyere darp’la suçlanan Burak Aksak: Çamur at izi kalsın

Üniversite öğrencisi Ayşe Gülen, dört ay önce stajyer olarak çalışmaya başladığı Küsurat Yayınları’nın sahibi, senarist Burak Aksak tarafından fiziksel şiddete ve hakaretlere maruz kaldığını iddia etti.
Kadın stajyere darp’la suçlanan Burak Aksak: Çamur at izi kalsın
2017-10-07 12:34:30   Güncelleme: 2017-10-07 12:34:30    

Leyla ile Mecnun'un senaristi Burak Aksak, iddialara yanıt verdi.

İlerihaber’den Tuğba Özer’e konuşan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencisi Gülen, sözlerine şöyle başladı: 'Üç editörle birlikte bir kitap hazırladık. Ben stajyerim ancak bana her fırsatta ‘Ayşe editör gibi çalışıyor, ona stajyer diyemeyiz’ şeklinde davranıldı ve bu şekilde sorumluluk verildi. Ben oraya başladığım gün, bana bir kitabın içeriğini hazırlatmaya başladılar. Bir editör arkadaşımla birlikte kitabı yazdık. Sonrasında işler yetişmedikçe bize mobbing uygulanmaya başlandı. Bu durum karşısında üç editör olarak istifa ettik. İstifa kararımızı ilettikten sonra genel koordinatörümüz Büşra Hacısalihoğlu bize çok daha fazla mobbing uygulamaya başladı.'

‘Sigortasız ve 500 lira maaşla çalışıyorum’

Kitabın künyesinde isimlerinin yazılmasını istediklerini söylediklerinde Aksak’ın ofise gelip elindekileri masaya fırlattığını savunan Gülen şöyle devam etti: '‘Sizin derdiniz ne künyeyle?’ diye sordu. Sonra bana dönerek ‘Sen kimsin? Seninle istediğim gibi konuşurum’ gibi cümleler kullandı. Ben oraya stajyer olarak işe girmeme rağmen bana kitapların neden çıkamadığını sordu. Sonra bana hakaret ederek, ‘Kalk git’ dedi. Ben de bu durum karşısında çok sinirlendim ve eşyalarımı topladım. Bu sırada diğer editör arkadaşımı da kovdu. Ben aylardır sigortasız ve 500 lira maaşla çalışıyorum. Çıkacağımız sırada da ‘Sizi Maliye’ye şikayet edeceğim, çünkü beni dört aydır sigortasız çalıştırdınız’ dedim. Bunu söylediğim anda Aksak üzerime atladı ve beni itmeye başladı. Daha sonra kapıyı açarak hakaretlerle bizi dışarı attı.'

Gülen, arkadaşlarıyla birlikte ‘hakaret ve darp’tan suç duyurusunda bulunacaklarını ve sigortasız çalıştırılmaları hakkında ise dava açacaklarını aktardı.

‘Hepsi de sigortalı çalışanlar’

İddiaların ardından bir açıklama yapan Aksak, suçlamaları reddetti.

Aksak şöyle konuştu: '‘Kadının beyanı esastır’. Bu yüzden yazılanları okuyup da hakkımda yapılan yorumları anlayabiliyorum. Ancak şunu söyleyebilirim ki; iddiaların tümü asılsızdır. Küsurat Yayınları’nın bu sene çıkarmayı planladığı kitaplar, ilk kitabı olan kadın yazarlardır. Ofis çalışanlarının tamamı kadınlardan oluştuğu gibi, hepsi de sigortalı çalışanlardır. Film çekimleri ve ardından kurgu süreci nedeniyle yayıneviyle ilgim alakam, zaten yapılan işlerin son halini gördükten sonra onay vermekten öteye gitmez. Bahsi geçen kitapta emeği geçen herkesin ismi künyede yer almaktadır. Tıpkı bir önceki kitapta yer aldığı gibi. ‘Ayna Ayna’ isimli kitabımızın künyesinde de görebilirsiniz bu isimleri. Hele ki ‘Dünyaya Kafa Tutan Kadınlar’ adlı erkek egemen toplumda başarılı kadınların yok sayıldığının anlatıldığı bir kitapta böyle bir şey yapmam düşünülemez. Burayı kadının sesinin daha gür çıktığı bir yer haline getirmekten başka bir amacımız yoktu.'

‘Küfür ya da şiddet söz konusu dahi değil’

Gülen’e tam zamanlı çalışma teklif edildiğini ve sigortasının yapılması gerektiğinin söylendiğini öne süren Aksak, 'Ancak kendisi başka birinin daha yanında çalıştığını, ardından da okulunun başlaması sebebiyle her gün ofise gelemeyeceğini açıklamış, dolayısıyla yollarımızı ayırma kararı kaçınılmaz olmuştur. Her şey bu konuşmadan sonra başlamış ve işle ilgili durumu konuşurken gösterdiği saygısız ve üslupsuz hareketlerinden dolayı ofisi terk etmesini istememle sonuçlanmıştır. Haliyle gergin ve seslerin yükseldiği bir ortam olduğu doğrudur. Ancak kişinin şahsına küfür ya da şiddet söz konusu dahi değildir. Bırakın şiddeti, fiziki bir temasım dahi olmamıştır, olamaz. Mottosu ‘Hevesini ağzına sokup, kursağına kadar ittirenlere inat; vazgeçme’ olan bir yayınevinde geçen bu hadise zaten tüm hevesimizi kırmış ve insanlara olan güvenimizi zedelemiştir. Metinlerin haklarına dair aldığımız tüm imzalar da benim için artık yok hükmündedir.'

‘Çamur at izi kalsın’ zihniyeti

‘İftiralar’ karşısında daha fazla sessiz kalamayacağını savunan Aksak, 'Bu yüzden mesele artık avukatlarımızın kontrolündedir. Hukuki sürecin ardından neyin ne olduğunu hep beraber görürüz. ‘Çamur at izi kalsın’ zihniyetinin de en kısa zamanda son bulması dileklerimle' dedi.