Baydemir: Meclis evet derse savaş 48 saat içinde durur!

TBMM olağanüstü toplantısı sonuçlandı: Araştırma önergesi reddedildi. HDP Urfa Milletvekili Osman Baydemir, 'Bu meclis evet derse, AKP grubu olmak üzere, vallahi billahi bu savaş 48 saat içerisinde durur' dedi.
Baydemir: Meclis evet derse savaş 48 saat içinde durur!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37    

Meclis Genel Kurulu, araştırma önergesini görüşmek üzere  olağanüstü toplandı. Söz alan Urfa Milletvekili Osman Baydemir, Meclis’in evet demesi durumunda savaşın 48 içinde biteceğini söyledi.

Baydemir’in konuşmasından satırbaşları şöyle:

“TBMM’nin 8 Haziran sabahından itibaren yepyeni bir döneme uyandı. Ama maalesef Türkiye halklarının bir bütün olarak parlamenterlere siyaset mekanizmasına emrettiği “barışın” “ortak paydalarda buluşun” mesajı ya alınmadı ya da bu mesajın yerine getirilmemesi çabasından ısrar ediliyor.

“Suruç’ta insanlık ailesine karşı suç işleyen IŞİD’in Kobani’deki açtığı yaraların sarılmasını isteyen gençler adeta katliama uğradı. Toplumda var olan barış arzusu siyasi partilerimizin ortak bir tezahürü olmamıştır. Bu tarihi buluşmada tarihi bir beraberliğe gelin hep beraber katı sunalım.

“Yaşamış olduğumuz acıların son acılar olmasının temennisinde bulunuyoruz. HDP olarak bu toplantıya dahlimiz bir daha bu ülkede tek bir insanımızın çatışma ortamı içerisinde yitirmemesinin pratiği olacaktır.

“Bir kez daha hepinizin vicdanına çağrıda bulunmak istiyorum. Eğer bu Meclis AKP’si, CHP’si, MHP’si ve HDP’siyle tek bir kardeşimizin yaşamını yitirmesini istemiyorsak adres burasıdır. Milletin iradesi burada tecelli etmiştir.

“İnsani sorumluluğumuzun gereği olarak bu çatışmalara dur diyelim. Çatışmasızlık ortamının kıymetinin ne kadar değerli olduğunu bugün daha iyi idrak edebiliyoruz. Bugünü tarihi bir güne dönüştürmenin arifesindeyken bu şiddet sarmalı neden başladı bunu masaya yatıralım.

“AKP iktidarı barışı etkin bir şekilde yönetebilmiş olsaydı bugüne kadar 1 kez değil onlarca kez şiddetin bütün argümanları devre dışı kalacaktı. Ama maalesef AKP hükümeti iktidarın kirletilmesinden dolayı büyük bir kan kaybetti. Hükümet 1993’lerin ve cumhuriyet tarihindeki diğer hükümetlerin refleksine geri döndü.

“Milliyetçi dalga yaratarak HDP’nin baraj altında kalmasını sağlayacak bir politika yapılıyor. İktidar olma uğruna bugün Türkiye’nin dört bir yanına cenazelerin gitme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bugün yapılması gereken barış zeminine dönüş konusundan başka yapılacak bir şey yok.

“Yaşatılan saldırılar, partimize yöneltilen saldırılar… Bunlar etkin bir şekilde soruşturulsa ve üzerine gidilmiş olsaydı emin olun ki Suruç’taki katliamı toplum yaşanmamış olacaktı.

“Grubumun ve şahsımın amacı savaş isteyenlerin restine restle karşılık vermek değildir. Barıştan başka çaremiz yok. Suruç’ta katledilen kardeşlerimiz nasıl yaşam hakkına sahipse Ceylanpınar’da uykusunda öldürülenler o kadar yaşam hakkına sahiptir. Her bir cinahet mutlak suretle bir arka plana sahiptir.

“Bir kez daha ya Rab tek başına iktidar olma uğruna canlar toprağa gömülüyor, defnediliyor. Bütün dünya iktidarları bir sivilin yaşam hakkına binlerce kez kurban olsun. Bizim yapmamız gereken kin ve öfkeyle yanıt vermekle hiçbir sorunu çözemeyeceğiz. Gelin elele vererek bu toplumun bir tek ferdinin bile hayatını kaybetmeyeceği bir geleceği birlikte inşa edelim. CUmhurbaşkanı ve Başbakan’ın yapmış olduğu konuşma, barışa suikast girişimidir.

“Gelin HDP olarak şiddet kimden gelirse gelsin, hep birlikte sizin savaş yapmanıza izin vermeyeceğiz diyelim. Savaşa karşı bir barış cephesinde buluşalım. Toprağa düşen canlardan sorumluyuz, gelin elele verelim. Bu coğrafya bin yıldır ittifaklarla ayaktaydı. Bu meclis evet derse, AKP grubu olmak üzere, vallahi billahi bu savaş 48 saat içerisinde durur.

“Meclis derhal çözüm endeksli bir tabloyu önüne koymalıdır. Gelin Ağrı, Manisa, Adana, Mersin, Diyarbakır, Suruç ve Ceylanpınar dahil olmak üzere çatışma zemininin tekrar başlamasına neden olan sürecin araştırılması için bir Meclis araştırma komisyonu kuralım. Bizler HDP olarak Türkiye toplumu bilsin ki bizler 78 milyonun barış içerisinde bir arada yaşaması için zalimin zulmüne teslim olmayacağız. Onlarca siyasi parti kapatıldı, bu gelenekten geliyoruz. Rabbim şahit olsun ki bu tezkereye teslim olmayacağız. Savaşa da kaosa da teslim olmayacağız.”

 

Şafak Pavey  konuşmasında şunları söyledi:

''Burada yaratacağımız her asabiyet sokağa şiddet teşviki olarak dönebiliyor. Bu vatan hırslarımızdan çok daha değerli. Bizler varlıklarımızlar bir şey katmak için Meclis'teyiz. Siyaset şiddet bizi her zamankinden çok daha acil göreve çağırıyor. Ortak hafızamızı takip etsek düzlüğe çıkabileceğimize inanıyorum. Değerli milletvekillerini saygıyla selamlıyor gündeme geçiyorum.''

İlk sözü Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç aldı:

Çözüm süreci dediğimiz, önce demokratik olarak başlayan sonra da herkesin kabullendiği isim olan "çözüm süreci" olarak tanımlanan sürecin ne hale geldiği, nasıl suistimal edildiğini konuşmam içerisinde değerlendirmek istiyorum.

Suruç'taki terör eylemi sonrası Davutoğlu başkanlığındaki kriz merkezinden süreci takip ettik. Üç terör örgütüne karşı güvenlik güçlerimiz operasyonlar yaptı, koordinasyon merkezi tarafından bu operasyonlar açıklandı.

Şu an gözaltında olan 1061 kişi var. Tutuklanan kişi sayısı 172.

Tutuklananların 140'ı PKK, 1'i DHKP-C, 31'i IŞİD üyesi.

2013 Newroz'unda silah bırakma çağrısı yapıldı ama bu yönde adım atılmadı.

7 Haziran seçimlerinden sonra ise birçok şiddet içerikli eylem ve saldırı yapıldı.

Çözüm süreci Türkiye'nin son şansıdır, örgütün silah bırakmasını sağlayacak tüm tedbirleri uygulayacağız.

MHP adına Ümit Özdağ konuştu

Malazgirt'dea son saldırı 1071'de Diyojen tarafından yapılmıştı. Ortadoğu'da balkanlaşma süreci yaşanıyor. Bu savaşın dalgaları Türkiye'ye ağır şekilde vurmaya başladı. Türkiye'de bugün yaşanan terör kökleri Ortadoğu iç savaşındadır. Suriye iç savaşını,Libya'yı ülkemize taşıyanlar bu savaşı da Türkiye'ye taşıdı. 

İş çığrından çıkmıştır. PKK açılımı sürecinde Öcalan'ın meşrulaşması sağlandı. Öcalan, Başbakan Yardımcısı tarafından Kürtlerin lideri olarak tanımlandı. PKK'nın çağrısına hükümet eşlik etmiştir. 

Güvenlik güçleri alan boşaltmaya zorlandı. 

Terörle mücadele stratejisi tekrar hayata geçirilmeli. Cumhurbaşkanı açılım bitti diyor, hava operasyonu sürüyor ama Davutoğlu çözüm süreci devam edecek diyor. 

Suriye'de Esad rejimi akılı bir tercih değil tutku haline getiren hükümet PKK'nin Suriye'de güçlenmesinin önünü açmıştır.

2012'ye kadarki politikayı biz de destekliyorduk ama birden bu politika değiştirildi. Bu ülkelerde rejim-devlet denklemi olduğundan rejim devrildiğinde devlet de devriliyor.

İstiklal Marşı'nı söylemeyen milletvekilleriyle uzlaşmadık, uzlaşmayacağız.

HDP'nin sahte barış çağrılarına inanmıyoruz.

AVM, toplu yerlere IŞİD saldırıları mümkündür. Provokasyon amaçlı Alevi bölgelerine IŞİD saldırıları beklenmelidir.

AKP adına Ahmet Aydın konuştu

MHP sözcüsünü dinlerken HDP'nin bize minnet etmesi gerektiğini gördük. HDP'nin konuşmayı dinlerken de MHP'nin bize minnet etmesi gerektiğini gördük.

HDP bize söylediklerinin kaçta kaçını Kandil'e söyleyebiliyor. Barajı geçmek için HDP tüm çözüm süreci karşıtlarıyla bir araya geldi.

IŞİD'e katılan vatandaş sayımız 10 bin değil bindir. 

Cumhurbaşkanımızı neden hedefe koyuyorsunuz? Çünkü çözüm sürecini başlatan kişi olduğu için bunu yapıyorsunuz.

Kobani düşmediyse Türkiye sınırları açtığı için düşmedi.

Devlet durduk yere operasyon yapmıyor, barışa kimin suikast yaptığını HDP'liler görsün. Operasyonların amacı tüm terör örgütleridir.

PKK sözcülüğüne savunanlar bize hesap soramazlar. 

Ya silah ve terör diyeceksiniz ya siyaset diyeceksiniz, HDP bir yol ayrımındadır.