Akşener: Bu zihniyet kadının erkekle eşit olmasını tehdit olarak görüyor

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin konuştu.
Akşener: Bu zihniyet kadının erkekle eşit olmasını tehdit olarak görüyor
2020-07-22 16:13:08   Güncelleme: 2020-07-22 16:13:08    

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, kadın gazetecilerle zoom uygulaması üzerinden sohbet toplantısı düzenledi. BirGün'den Nurcan Gökdemir'in haberine göre, Akşener’in gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar ana başlıkları ile şöyle:

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: Erdoğan’ın kutuplaştırma siyaseti 31 Mart seçimlerinden sonra çöktü. Tekrar seçilmesi için bazı adımlar atması gerekiyor. İki ayaklı bir tutum hem artık Erdoğan için çalışmadığı söylenen yüzde 10’luk çelik çekirdeği konsolide etmek buna bağlı kutuplaştırmak, diğer taraftan da bir zihniyetin hayata geçirilmesi.

Kadının hayatın içinde yürümesini, erkeklerle eşit haline gelmesini tehdit unsuru olarak görüyor bu zihniyet.

Genel Başkanlık şapkamla konuşmuyorum, İstanbul Sözleşmesi’nin yanında olduğumuzu net bir şekilde söyledik, olmaya devam edeceğiz.

PINAR GÜLTEKİN CİNAYETİ VE HDP’Lİ MİLLETVEKİLİNİN TECAVÜZLE SUÇLANMASI: Adli makamlara gitmiş konularla ilgili herhangi bir söz söylemiyoruz. Rahmetli Pınar için ortalık ayağa kalktı, bu çocuk ve ailesinin ortada kalmaması gerekiyordu, yapıldı.

Öldürülmüş bir kız çocuğu var, giyimi nasıldı, kendisi nasıldı, güzel mi çirkin mi sorularının sorulduğunu görüyorum, bu çok iğrenç…

Diğer konu yargıda. Bizlere düşen orada haksızlığa uğrayan kadınların işlerinin yargıda doğru yürütülmesidir.

AYASOFYA’NIN CAMİYE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ: Erdoğan için seçim kazanmaya dönük bir koz, ancak hayal kırıklığına uğradığını düşünüyorum. Gençlerin çok farklı sorunlarla boğuştuğu bir dönemde Ayasofya’nın bir kutuplaşma aracı olarak ortaya çıkmasının doğru olmadığını gördü. Gençlerin birinci önceliği iş bulmak, kadınların daha rahat hayat yaşamak, Türkiye’de öncelik sıralaması değişti, Erdoğan’ın gençlik hayallerini gerçekleştirmek olabilir ama gençlerin öncelikleri içinde yok.

Solun içindeki tüm renklerin 'İstemezük' tavrı da yok. Bu nedenle de Erdoğan için bu bir hayal kırıklığı…

AYASOFYA’YA DAVET: Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş aradı, teşekkür ettim, karantinada olduğumu söyledim. Doktorlara soracağız verecekleri karara göre bilgilendireceğim dedimb. Anladığım kadarıyla (davete) uymamız mümkün olmayacak gibi görünüyor. Arkadaşlarım Orhan Çakırlar ile Yavuz Ağıralioğlu’nu görevlendireceğiz, Cuma namazını kılacaklar. Bunları kelime kelime anlatıyorum çünkü karşımızdakiler yalan makinesine dönmüş.

SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ: Meclis’ten geçirebilirler, çoğunlukları var. İyi Partili milletvekilleri içtüzüğün imkan verdiği ölçüde sonuna kadar direnecek. Bugün Meclis’ten geçebilir, ancak hayatın akışını değiştirmek çok zor, bütün gençlerin, AK Parti’li gençlerin de var olduğu bir yer, sosyal medya.

1946’nın yönetim anlayışına geri döndük, bu hayatın ve tarihin akışı ile zıtlaşmaktır. Bugüne kadar kimsenin başarılı olduğunu tarih göstermedi. Siyasetçi taleplere göre kendini şekillendirir, bu talepler hürriyet, demokrasi, adalet, hukukun üstünlüğüdür. Bunları görmeyip tam tersi otoriter bir alana evrilirseniz bu sürdürülebilir olmaz. Sonunda o sandıktan çıkmak zorundasınız. Kanunlar geçer, ama iktidar değişir, o kanunlar bir günde ortadan kaldırılır. İYİ Parti olarak kamuoyu oluşturacak biçimde davranacağız.

ERKEN SEÇİM: Yaşananlardan seçime yönelik bir altyapının hazırlandığını okuyorum. Bilgim değil ama analiz, öngörü olarak kabul edilebilirsiniz. Ama tarihini söyleyemem…

CEMAL ENGİNYURT: Partilerin içişlerine karışmamaya özen gösteriyorum. Tarım Bakanı’nı hedef aldı, haklıydı, yapılanlara şaşırmadım. (Partinize davet eder misiniz?) Bu kadar söylemiş olmakla kalayım.

TTK BAŞKANI’NIN İSTİFASI: Faydalı ancak geç kalınmış bir karar. Bu sözleri kendi inisiyatifi ile izin almadan söyleyebileceğini düşünmüyorum. Bu kişi üzerinden bir test yapılmıştır, toplum bir bütün olarak karşı çıkınca olan bu arkadaşa oldu ama iyi oldu.

İTTİFAKIN GENİŞLEMESİ: Biz Sayın Kılıçdaroğlu ile konuşmadık ama iki partinin de kurulmasının demokrasi açısından çok önemli olduğunu söyledim.

Babacan’la Davutoğlu ile bir konuşma yapılmadı. Onların kurumsal yapılarını, onlarla yolculuk yapanları incitmeme adına onlar adına konuşmayı siyasi nezaketsizlik görüyorum.

MEMLEKET MASASI ÇAĞRISI: 2001’de iktidara yürüyen bir partiden ayrıldım, kimse niye ayrıldığımı sormadı. Muhtemelen salak buldular, aradan yıllar geçti haklı olduğum anlaşıldı.

Başbakan yardımcılığını reddettim, milletvekili değilim, kan bağım olan hiç kimseye tek bir iş bulmamışım, kocamı aldattığım söylendi, evim basıldı, habire sopa yiyoruz. Erdoğan'a göz kırptığım yorumlarına incindim, benim ihtiyacım yok. İstesem çoktan olurdu. Çok incindim, sizinle dertleşmiş olayım…

Bir Çağrımız Var