Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyaları 'uzlaştırma bürosuna' taşıyarak 23 kez suç duyurusunda bulunan Arslan’ı saldırgan ile uzlaştırmaya çalıştı. Arslan ise tehdit ve hakaretlerin devam ettiğini kayıtlara geçirerek uzlaşmayı reddetti.
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın cinayete ilişkin açıklamasında, Ayşe Tuba Arslan’ın savcılığa ve emniyete 23 kez başvuruda bulunduğu kabul ediliyor. UYAP kayıtları Arslan’ın hakarete uğradığı, tehdit edildiği, yaralandığı yönünde şikayetlerde bulunduğunu gösteriyor.
Açıklama saldırgan Yalçın Özalpay’ın hakkında 10 ayrı iddianame düzenlendiğini de doğruluyor.
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Dair Kanun’un tedbir kararlarına aykırılık durumunu düzenleyen 13. maddesinin 3 günden 10 güne kadar 'zorlayıcı hapis' cezasını öngörüyor ancak yapılan 23 suç duyurusuna açılan 10 davaya rağmen kanunun öngördüğü 'zorlayıcı hapis' cezası verilmiyor.
Saldırgan hakkındaki tek ceza ise 3 bin TL para cezası.
Konuyu daha önce Meclis gündemine taşıyan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer de Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın açıklamasına atıfla şunları söyledi: 'Açıklamaya göre, bu tedbir 1 ay, 2 ay ve 6 ay olmak üzere uzatılmış. Son uzatma kararı da 8 Ocak 2019 tarihinde verilmiş. Burada tedbir 6 ay daha uzatılmış. Savcılık 8 Temmuz’dan itibaren koruma talebi ve ihlal olmadığına dikkat çekiyor. Savcılık; Ayşe Tuba Arslan’ın 6 aylık uzatmanın bitmesine az bir süre kala, 5 Temmuz 2019’da, Eskişehir 2. Aile Mahkemesine yaptığı başvuruya açıklamasında yer vermiyor. Arslan orada ölüm tehditleri aldığını açıkça dile getiriyor. ‘Ölümüm gerçekleşince mi yardım edeceksiniz’ diye feryat ediyor. Bu başvuru koruma tedbiri devam ederken, uzatmanın bitmesine kısa bir süre varken yapılıyor. Ama anlıyoruz ki bu son başvuru üzerine herhangi bir işlem yapılmamış. Mahkeme ve savcılık Ayşe Tuba Arslan’ın son çığlığını görmemiş, duymamış. Hâlâ da yok sayılıyor. Bu son çığlık neden boğuluyor?'