Sado mazoşist ilişkilerde kadınlar neden hoşlanıyor?

Sado-mazoşizm bir sapkınlık mı yoksa cinsel bir tercih mi? Yasalar sado-mazoşizme ne diyor? Medyafaresi'nden Gökçe Erdoğan sado-mazoşist ilişkileri yazdı. İşte o yazı;
Sado mazoşist ilişkilerde kadınlar neden hoşlanıyor?
2013-05-27 05:37:50   Güncelleme: 2020-05-27 06:21:19    

Yatakta şiddetin dozunu ölçmek için de bir aygıt icat olur mu dersiniz? Şöyle baş ucunuza koyacağınız, yatak sarsıldıkça göstergesi hızlanacak, siz terledikçe, yoruldukça, acı çektikçe, debelendikçe ibresi daha da yukarılara vuracak bir seksölçer. Sertliğinize ve onun işe yararlığına bağlı olarak size puan verecek bir aygıt mesela. Böyle bir keşfi beklerken vakit kaybetmemek adına siz bana kulak verin derim. En azından şimdilik.

 

Bugün size hemen hepimizin merak ettiği, çoğumuzun bile isteye yabancı gibi uzakta durduğu ama içten içe yanaşıp deneyimlemek istediği bir şeyden bahsedeceğim, hani şu henüz var olmayan ama yine de bizim yazımızın meşhur seksölçeri var ya hah işte onun da var olma nedeninin temelinden; sado-mazoşist ilişkilerden. Sert vuruşlar, inlemeli çıkışlar, şaplaklar, tokatlar, ısırmalar, sıkıştırmalar, kıstırmalar, çığlık kıyamet sevişmelerden.

Acı çekmeye dair duyduğunuz tutku, acı vermeye dair duyduğunuz arzu, çıldırtan bir rol değişimi, yatak odasında başka bambaşka sınırsız bir dünya kurma isteği, bunların ummadığınız bir karşılığı olabilir. Henüz açılmadıysanız açılın partnerinize. Böyle bir ilişkiyse paylaştığınız, aman ha bilin risklerini de.

 

Nedir Bu Sadizm Mazoşizm Dedikleri ?

Sadizme gönül veren sadistler, bu terimin nereden türediğini biliyorlar mı? İsim babalarını tanımayan sadolar için bir amme hizmeti de yapmış olayım. Sadizm, 18. yüzyılda yaşamış bir Fransız soylusunun adından türemiş. Tam adı Marguis de Sade olan bu yazar, kendi şiddet yüklü seks davranışlarını ayrıntılı olarak anlattığı yapıtlar yazmış. Bu davranışları icat eden kişinin o olmadığı muhakkak, çok daha öncesinden beri aşırılıklarla yüklü bu davranışlar bilinip uygulanıyordu ancak adlandırılması, bu Fransız asilzadesi sayesinde olmuş. Sadizm, karşındaki kişiye acı verme duygusundan beslenir, biliyorsunuz. Bir de bunun tam zıttı var.

Mazoşizme gönül verenleri de bilgisiz bırakmayalım. Kendisine acı verilmesinden hoşlananlara mazoşist, amiyane haliyle mazo deriz. Yine yazın dünyasının dilimize kazandırdığı bir sözcük; 19. Yüzyıl yazarlarından Leopold von sacher-Masoch, mazoşizmin isim babası.  Dövülmekten, aşağılanmaktan, acı çekmekten, aşırı güce maruz kalmaktan, zincirlenmekten, boyunduruk altına girmekten hoşlanan ve bunu partnerinden talep edenler yatağın azılı mazoları oluyorlar bu durumda.

 

Sado mazoşizm bir cinsel tercihtir
Sado-mazoşist ilişkiler, tüm aşırı görünüşlerine rağmen, belli bir sınır dahilinde suç teşkil etmez ya da tedavi gerektirmezler. Onları meşru kılan, karşılıklı belirlenip kararlaştırılan sınırlar dahilinde, yetişkin insanların karşılıklı rızaları, onay ve anlaşmalarıdır. Birbirine, rıza dışında kaba kuvvetle, şiddetle, baskıyla sahip olmanın çok dışında tutulmalıdır. Onun adı taciz ve tecavüzdür. Tacizin başka bir yazının konusu olmasında fayda var ama bugün sizi eksenden çıkarmayacağım. Sado-mazoşist davranış biçimlerinin tedavi gerektiren bir parafili yani cinsel sapkınlık şeklinde mi cereyan ettiği, yoksa bir cinsel tercih mi olduğu merak konusudur. Yaşayanlar için de dinleyenler ya da okuyanlar için de. Bir yandan kendini frenleyemeyip bu akımın gönüllü askeri olan kadın ve erkekler, bir yandan da tatmin sonrası içe çöreklenen kaygı ve merak.

İşte yanıt: eğer sado-mazoşist uygulamalar olmadan tatmin olmak imkansız bir hale geldiyse, karşıdaki kişiye baskı oluşturan ve hayır demesini olanaksız kılan bir durum oluştuysa, kişi kendini bunlar olmadan eksik, tamamlanmamış ve kanıtlamamış hissediyorsa, bu durum tedavi gerektiren ciddi bir durum olup çıkmıştır, hemen doktora, işin uzmanına!

Sadizm ve Mazoşizmin Başlangıç Noktası
Bunu bulmak dünyanın merkezini bulmak kadar meşakkatli değil elbette. En basit belirti, gözleri bağlamaya yönelik tutku. Evet yanlış duymadınız, gözler! Gözleri bağlayarak sevişmekten zevk alan herkes sadist ya da mazoşist değildir ancak meyilli olanların başlangıç hamlesi genelde bu olur.

Sadistlerin alkol kullanımında çoğu zaman aşırıya kaçtığını da ekleyelim. Metropollerde genelde daha yüksek gelir ve eğitim seviyesine sahip çiftlerin sadist ve mazoşist ilişkiler yaşadığı da araştırmaların ortaya koyduğu sonuçlardan. Yalnızca filmlerde olur sandığınız sadomazoşistik klüpler ise gerçekten var ve onlardaki kayıtlı kadın üye oranı %30 civarında. Yani kadınlar görece az da olsalar, bundan da eksik değiller. Ha kırsal kesimde sado-mazoşist ilişkiler yaşanmıyor mu muhakkak vardır, ancak istisnadırlar. Kadının arzusuna pek de önem verilmediğinden ve erkek cinselliği daha önemli kabul edildiğinden kadına acı çektiren ve bunu onun rızası dışında yapanların çokluğu tartışma götürmez. Maalesef!

Sado-mazoşist eğilimler içinde olanların önemli bir kısmı, kontrolsüz olduğu için hastalık olarak kabul edilecek ölçüde ileri düzey aşırılıklar içindedirler ve inanın yaratıcılıkları ağzınızı açık bırakır. Zaten yatakta yaratıcılık sınır tanımayan bir şeyken bir de uçlarda yaşanan ilişkiler, kelimenin tam manasıyla ‘yok artık!’ dedirtecek türdendir. Bana değilse bile size dedirtirler.

Toplam nüfusun yüzde 5-25 arasındaki bölümde, acı çekmekten zevk alma ve güç oranıyla ilintili fanteziler üretme söz konusu. Siz de bu kısma giriyor musunuz, hiç düşündünüz mü? Zira şuursuz bir sadist ya da mazoşist olma ihtimaliniz de var.

Sado-mazoşistlerin Gerekçeleri Var mı?
Zevk almak dışında mı? Bana sorarsanız haklı bir gerekçe yok. Bilim de böyle söylüyor. Yani bireysel iradeleri dışında tamamen şu nedenle oldu, bu nedenle yaşandı diyebileceğimiz bir şey yok. Herkes kendi nedenlerini kendine açıklamaya çalışsın diyeceğim, ama bundan da benim haberim olmayacak.

Yine de sizinle paylaşabileceğim bir bilgi var elbette. Geçmişinde, özellikle çocukluğunda taciz ve suistimale sık uğrayanların yetişkinlikte sado-mazo rolleri kolay kabullendiği bilinir.

Sadizmin temelinde neyin olduğu iddia ediliyor biliyor musunuz? Anneden ayrı kalmanın. Evet anneden zorla koparılan, bu ayrılığı çok derinden hissetmiş ve korkmuş kişilerin cinsel eşine karşı duygularını karıştırdığı iddia ediliyor. Mazoşist açıdansa bu korku daha agresif biçimde dışa vuruyor ve kendine değil de karşındakine acı çektirme olarak cereyan ediyor.

Laf aramızda kalsın, benim bir cinsel terapist olarak araştırma ve deneyimlerden çıkardığım en güçlü gerekçe ise; güç dengesine müdahale ihtiyacı. Evet doğru duydunuz, özellikle Türkiye’de, güç dengelerinin değiştirilebildiği yegane yer yatak. 

Ha bir de sadistlerin mazoşistlerle, mazoşistlerin de sadistlerle ilişki kurması, herkesin, istediğini elde etmesine yarıyor, bu da kısacık bir formül adeta.
Sado-Mazo Güç Dengesine Dair

Dünyanın genelinden bilimsel notlarımızı paylaştığımıza göre Türkiye özeline gelebiliriz. Bizde yatakta oynanan oyunların önemli bir kısmının güç dengesine atıfta bulunduğunu göz önünde bulundurursak sado-mazo partnerler, bunun kitabını yazıyor sayılırlar.

Sadizm, hayat içindeki zayıf, pasif, edilgen ve sıkıcı rolünden sıkılmış, kendi içinde bir ispata ve değişikliğe ihtiyaç duyan kaygılıların ya da sosyal yaşam içindeki güç ve gövde gösterisini yatağa da taşımak zorunda hisseden sistemlilerin işidir. Mazoşizm ise güçlü olmaktan, görülür olmaktan, baskılamaktan, karar almaktan, sorumluluktan ve hükmetmekten sıkılmış olanların, hükmeden altına girme isteğinden beslenir.

 

 

Sadist ilişki seven kadın, nihayet kendine üstte olacak yer bulmuş ve acısını çıkarmaya hazır kadındır. Sadist ilişki seven erkek ise gücünü tatmin edici biçimde kullanma yolundan vazgeçemeyen erkek. Mazoşist ilişki seven kadınların, erkek üstünlüğünü ve emir altında kalmayı seven kadın olduğunu tahmin ediyorsunuz sanırım. Erkek ise kadını güçlü, hükmeden görmenin değişikliğini büyülü bulan erkektir. Bunlar elbette son derece yüzeysel ve kısa açıklamalar. Yani kimse bundan yola çıkarak ‘ben aslında güçsüzüm’, ‘ezilmeye mahkumum’, ‘zalimim’ ya da ‘güçlüyüm’ diye tanımlamamalı. Zira bu kadar basit değil. Her cinsel ilişki kendi kimliğine ve oyuncularına sahip ve kendi şartları altında değerlendirilmeye muktedir.

Sado-Mazo Kadın ve Erkeğin Hoşlandıkları

Yatakta sadist ve mazoşist ilişkinin güçlü ve kuralsız oyunlar gibi yaşandığını söyleyebilirim. Yani çocukken oynadığımız polisçilik, hizmetçilik gibi. Kostümlerle de taçlanabilen ilişkiler, hükmetmenin, ezmenin, aşağılamanın, fiziksel acı çektirmenin her türlüsüne bir kılıf bulur. Kadınlar popolarına şaplak atılmasından, tokatlanmaktan, memelerinin ısırılmasından, yüksek sesle verilen saçma sapan emirlere koşulsuz itaat etmekten, bağlanmaktan ve yasaklanmaktan hoşlanırlar. Yasaklanmaktan kasıt çok istese ve resmen kudursa da partnerine dokunamamak ve kendini tatmin edemeyerek çıldırmak ya da partneri soymadan soyunamamak gibi aklın üretebileceği her şeyi kapsar.

Erkekler ise, memelerinin sıkıştırılmasından, penislerinin sıkılmasından, yatağa bağlanmaktan, üste çıkamamaktan, küfür ve erotik konuşmalarla dolu bir yönetimden, aşağılanmaktan ve tecavüz rolünden hoşlanırlar. Normal şartlarda bir erkeğin hoşlanmayacağı düşünülen her şeyden neredeyse.

Çünkü yatak, tüm dengelerin değişmesiyle tatmine uzanan bir yoldur ve mübahtır. Önemli olan, en başta da söylediğim gibi her iki tarafın da bu uygulama ve duygulardan zevk alması, rızalarının olmasıdır. Acı duymadan cinsellikten zevk alamaz hale gelenlerin ise inanın acilen bir uzmana açılmaları gerekir, zira ipin ucu kaçmak üzeredir.

Yatak sizin, cinsel organlarınız da öyle. Ve pek tabi tercihleriniz. Karşılıklı anlaşmayla belirlediğiniz sınırların içinde kaldığınız, birlikte zevk aldığınız sürece her ne isterseni yapabilirsiniz, ciddi fiziksel yaralanmalara maruz kalarak oyunun suyunu da çıkarmayın derim.

Sertlikse sertlik, oyunsa oyun, şiddetse şiddet, yaratıcılıkta da şaşırtıcılıkta da sınır yok. Sahi nerede bizim seksölçerimiz?

Vehaber Menu