AKP, “Sanat Komisyonu" oluşturmak için harekete geçti. AKP'nin yayın organlarından Türkiye gazetesinde yer alan habere göre, komisyonda Orhan Gencebay, Hülya Koçyiğit, Necati Şaşmaz ve Hülya Avşar gibi isimler yer alacak. Sanat Komisyonu'nun sorumluluğunu ise Genel Başkan Yardımcıları Doç. Dr. Selçuk Özdağ ile Çiğdem Karaaslan koordine edecek.
Haberde "Heykeltıraşlardan karikatüristlere, müzisyenlerden tiyatroculara kadar farklı sanat türlerinde sorunlara odaklanacak olan komisyonda toplumun sevdiği sanatçıların, terörle mücadeleden, kadın ve töre cinayetlerine kadar meselelerin çözümünde rol üstlenmesi öngörülüyor" ifadeleri yer aldı.
Nazım Hikmet Kültür Merkezi, AKP'nin kuracağı "Sanat Komisyonu"na dair açıklama yaptı.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
AKP “Sanat Komisyonu” kuruyormuş…
Sanatçı geçinenlerin, sanattan geçinmek için AKP’ye yanaşmalarına şaşırmadık!
“Halkımızın beğendiği sanatçılar” olarak tanımlanan bir grup popüler şarkıcı ve oyuncu, AKP’nin yeni tezgâhlamaya çalıştığı toplum projelerinin yüzü ve sesi olmak üzere tanıtılmaya başlanıyor. Akil adamlar, ombudsmanlar gibi oyalama projelerine bir yenisi eklenecek anlaşılan.
Son dönemde iktidarın topluma neredeyse yalnızca şiddet kanallarından “seslenmesi” hali böyle devam edemezdi. AKP’nin nefes almaya, makyaj tazelemeye, örneğin Suriye’de bozulan façasını düzeltmeye ihtiyacı vardı gerçekten.
Sanıyorlar ki, kültür ve sanat alanından devşirmelerle bu ihtiyaçlarını karşılayabilecekler…
İyi de, kim bu AKP’nin başvurduğu “sanatçılar”?
Savaşın kapımızda mı içimizde mi olduğunun tartışıldığı bugünlerde, seslerini barış için bir kere çıkartamamış olmakla tanımlanabilirler örneğin.
AKP’nin şeriatçı bir rejim kurma adımlarını görmezden gelmektir ortak özellikleri.
Bu “sanatçıların” memleketin herhangi bir sorunu konusunda nasıl bir fikir sahibi olduklarını, herhangi bir duyarlılık taşıyıp taşımadıklarını kimse bilmez.
Bu “sanatçılar” yıllardır düzenin en ihtiyaç duyduğu mesajı vermişlerdir topluma: Siyasetle ilgilenmeyin, karışmayın, boş verin, eğlenmenize bakın…
Bu topluluğa bugün de yakışan saraya kapı kulu olmaktır.
Nâzım Hikmet Kültür Merkezi, aydınlara, sanatçılara, okur yazarlara boyun eğmeme çağrısı yapıyor ısrarla. Yanaşma veya kapı kullarına değil, ama bizim seslendiklerimize söylemek istiyoruz: AKP’nin “Sanat Komisyonu”nu hafife almayın. Vurguladığımız gibi, “kim ki bunlar” demek mümkün ve doğrudur. Ancak bunların AKP diktatörlüğünün derdine deva bile olamaması için, karşılarında da bir güç bulmaları gerekir.
NHKM’nin çağrısına kulak verip Nâzım Hikmet’in, Aziz Nesin’in ve diğerlerinin yolunda örgütlü bir güç olabiliyorsak, rejimin satın aldığı sanatçı müsveddelerine güler geçeriz. Hiçbir şey yapamazlar. AKP’ye makyaj bile olamazlar.
Başka hiçbir seçenek, Türkiye’nin ilerici birikimine, bilim, sanat, kültür insanlarına yakışmaz.
Nâzım Hikmet Kültür Merkezi vicdanını, onurunu, aklını, öz saygısını önemseyen sanatçıları çağırıyor. Önemsediğimiz değerler, ancak gerici sömürü rejimine ve onu makyajcılarına karşı örgütlenerek korunabilir…
