Eti Gümüş’ün maden barajından deresine siyanür sızan köyde 150 oğlak öldü!

Beş yıl önce Eti Gümüş A.Ş’nin atık barajının yıkılması sonucu deresine karışan siyanür nedeniyle kanser hastalıklarının arttığı ve hayvan ölümlerinin yaşandığı Kütahya’nın Dulkadir Köyünde 150 oğlak ve çok sayıda hayvan zehirlenerek öldü.
Eti Gümüş’ün maden barajından deresine siyanür sızan köyde 150 oğlak öldü!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37    

Kütahya’nın Tavşanlı ilçesine bağlı Dulkadir köyünde 15 gün içerisinde 150 oğlak zehirlenerek öldü. İlk şüpheli ise köyün birkaç kilometre uzağındaki siyanürle ayrıştırma yöntemiyle madencilik yapan Eti Gümüş A.Ş. Tesisi’nin kurulmasından sonraki on yıl içerisinde meydana gelen kanser olayları nedeniyle boşalan köy, 7 Mayıs 2011 tarihinde de deresine karışan siyanürle sarsılmıştı. Maden tesisinin atık depolama barajında meydana gelen taşmalar sonucu, atık barajı yıkılmış ve tüm siyanür köyün deresine karışmıştı. Yaşanan olay sonrası onlarca hayvan yaşamını yitirmişti. Eti Gümüş A.Ş’nin atıklarının yeniden derelerine karışmış olabileceğini söyleyen köylüler, durumu ilçe tarım ve hayvancılık müdürlüğüne bildirdi.
Öte yandan 7 Mayıs 2011’de yaşanan olayla ilgili davanın duruşması 7 Nisan 2016’da Tavşanlı Adliyesinde görüldü.

Önce deredeki kurbağalar öldü
 66 yaşındaki Muzaffer Sözer, önce köyün içinden geçen deredeki kurbağaların öldüğünü gördüğünü söyledi. Keçilerin bir kısmının da dereden su içtikten sonra hastalandıklarını belirten Sözer, “Akşam olduğunda keçilerden süt emen oğlaklar ölmeye başladı. Günde yaklaşık 10 oğlak öldü. Ölen oğlakları köpeklere yedirmek için kestiğimde karınlarında beyaz sıvı birikintisi olduğunu gördüm. Son olarak da bir ineğim öldü” dedi. Sözer, Eti Gümüş Tesislerinden dereye siyanür karışmış olabileceğini, ölümlerin sebebinin bu maden olabileceğini ileri sürdü. Kütahya Valisi Şerif Yılmaz ise konuyu araştırdıkları açıklamasını yaptı.

2011’de de aynısı olmuştu
Eti Gümüş Tesislerinin yanı başında yer alan Dulkadir Köyü, tesislerin işletmeye açılmasından sonraki on yıl içerisinde ardı ardına meydana gelen kanser olayları nedeniyle boşalmıştı. 10 yıl içerisinde 56 köylünün kanserden ölmesinin nedenlerini araştıran Eskişehir Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Necla Özdemir, madenin çalışmaya başladığı tarih olan 1987 yılından araştırmanın yapıldığı 1993 yılına kadar geçen süre içerisinde köy halkından 22 kişinin çeşitli kanser türlerinden öldüğünü tespit etmişti.
Yapılan analizler sonrası köy suyunda limitlerin çok üzerinde arsenik olduğunu keşfeden Özdemir, köy evleri ile ilgili de “Evlerin sıva badanasında kullanılan toprak örneklerinde kristalin kuarts saptanmıştır. Bu mineral uzun süre solunduğu taktirde akciğer kanseri riski artar” tespitinde bulunmuştu. Prof. Özdemir’in araştırmasının ardından Etibank borularla köye başka bir yerden içme suyu getirmiş, köylüler de evlerin sıvasında kuvarsları kullanmayı bırakmıştı. 2011 yılının mayıs ayında ise madenin atık havuzunda meydana gelen göçük sonrası siyanürlü atıklar derelere ve yer altı sularına karşışmış, hayvan ölümleri, maden işçilerinde zehirlenmeler ve Hıfzısıhha’da yapılan su analizleriyle bu durum kanıtlanmıştı. Devlet yetkilileri ise kazadan sonra madeni kapatmak yerine 5. atık havuzu yaptırarak madenin ömrünü daha da arttırmayı yeğledi. Hatta Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, “Bir gram dahi siyanür sızıntısı yok” diyerek olayı örtbas etmeye çalışmıştı.
Kanser olaylarının ardından boşalan, yıllardır adeta hayalet bir köy haline gelen Dulkadir Köyü’nün arazilerinin büyük bölümünü satın alan şirket köyü atık alanı olarak kullanmayı planlıyordu.

İki ayrı yerden aynı fotoğraf
Benzer hayvan ölümleri Uşak Eşme yakınlarındaki Kışladağ Altın Madeni civarındaki köylerde görülüyor. Madende meydana gelen siyanür kazasının ardından aylar içerisinde maden çevresindeki köylerde yüzlerce kuzu ölü yada sakat doğmuştu.

2011’de yaşanan kazaya ilişkin İzmir Barosu, TTB, TMMOB’un suç duyurusu üzerine  ETİ Gümüş A.Ş. yetkilileri hakkında iki ayrı dava açılmıştı. “Genel Güvenliğin Tehlikeye Sokulması” suçlamasıyla Kütahya 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nde açılan davada mahkeme şirket yetkililerine üçer ay hapis cezası verirken hükmünün açıklanmasını ertelemişti.
Dulkadir Köyü’nde yaşanılan zehirlenme ve hayvan ölümleri ile ilgili olarak ise,  Tavşanlı Asliye Ceza Mahkemesi’nde “Çevrenin Taksirle Kirletilmesi ve Bilinçli Taksirle Birden Fazla Kişinin Yaralanmasına Neden Olmak” iddiasıyla açılan dava ise devam ediyor.

Kaynak: Evrensel

Vehaber Menu