Genelev Videoları için tıklayın
Ali Karahasanoğlu'nun 'Genelev patroniçesi Manukyan’ın binasında açılsa, koşardınız!' başlığıyla yayımlanan (1 Eylül 2016) yazısı şöyle:
Ah ah..
Bugünkü adli yıl açılışı..
Milletin sahibi olduğu Beştepe’de değil de..
Genelev patroniçesi Matild Manukyan’ın tapu sahibi olduğu bir binada yapılsaydı..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da, nasıl koşa koşa giderlerdi..
Hiçbir itirazda bulunmadan..
Hiçbir çekincede bulunmadan..
Bilmeyenler soracaklar: 'Matild Manukyan da nereden çıktı? Genelev patroniçesi ile, adli yıl açılışının ne ilgisi var? Manukyan ile adliyenin ne ilgisi var? Kafayı mı yedin sen?'
Yok canım, kafayı falan yemedim.
Ama bu ucuz muhalefet numaralarını gördükçe. Bundan sonra kafayı yiyebilirim..
Sorumluları da Kılıçdaroğlu ile Feyzioğlu olur..
'Kafayı yemeden anlat da, biz de öğrenelim şu Matild Manukyan hikayesini' diyeceksiniz..
Peki anlatalım..
'Bir varmış.. bir yokmuş. Evvel zaman içinde..' diye başlayıp.
Hızlıca anlatalım..
Bugünlerde büyükşehirlerdeki dev adalet binalarını görüp de, aldanmayın..
Mahkemelerin onlarca yıldır, böyle büyük binalarda hizmet verdiğini sanmayın..
Adli yıl açılışının merkezi olarak Yargıtay’da yapılmasının karşısında..
İllerdeki adli yıl açılışlarının da, 'Adalet' kavramına yakışır mekanlarda yapıldığını sanmayın..
İstanbul’daki Çağlayan adliyesi, Anadolu Adliyesi daha birkaç yıllık hikaye..
Danıştay’ın, Anayasa Mahkemesi’nin binaları birkaç senelik..
Diğer büyük illerimizdeki dev adliyeler son yılların işi..
Peki daha önceleri nasıldı, nerede idi adalet dağıtımı?
İstanbul’dan somut örnekler vererek anlatayım..
Şişli Adliyesi vardı..
İstanbul’un en önemli ilçelerinden birisi.. Zengin tabakanın yaşadığı bir ilçe..
Adliye binası, işhanından bozma bir bina idi..
Cadde üzerinde dükkan vitrinlerine bakarak gezerken..
Bir bakıyordunuz.. Bitişik nizam dizilen binalardan birisi, 'Şişli Adliyesi'imiş..
Haydi bu nahoş görüntüyü boşverelim..
Adalet dağıtıldığı ileri sürülen adliyenin tapusunun kime ait olduğuna bakalım!
Kime aitti, Şişli Adliyesi’nin binası?
Matild Manukyan’a..
Kim bu Manukyan?
Genelev işletmeciliği ile ünlü, Ermeni kökenli bir patroniçe..
Öyle ki, 'fuhuş'tan topladığı paralarla 'vergi rekortmeni' olacak kadar, o'iş'te bir numara!
Eeee?
Genelev işletip de, başı davadan kurtulan kimse olabilir mi?
Hiç mümkün değil..
O zaman?
'O zaman'ı falan yok işte..
O yıllarda neler yaşanıyordu, neler..
Düşünün..
Adliyede sanık olarak bu patroniçe yargılandığında.. Hakime şunu dese ne olacak: 'Hakim bey.. Kafamı bozma, burdaki bütün mahkemeleri kapının önüne koyarım ha!'
Biliyorum hemen ikazda bulunacaksınız: 'Ali Bey, kafayı yemişsin işte.. Boşuna ‘Henüz yemedim’ deme. Ne demekmiş, mahkemeyi tahliye etmek!'
Henüz kafayı yemediğimde ısrarcıyım..
'Mahkemeyi tahliye etme'yi de ben uydurmuyorum..
İstanbul’un en önemli ilçelerinden Beyoğlu Adliyesi’nin başından, tam da bu olay geçmişti..
Beyoğlu Adliyesi, bir işadamından kiralanmıştı.
1998’de, kira paraları düzenli ödenmediği için.. Biraz da işadamı, Adliye’yi çıkartmak istediği için..
İcra takibi yaptırmış, ardından da Beyoğlu 1. İcra Tetkik Merci Hakimliği’nde 'adliyenin tahliyesi için' dava açmıştı..
Hakim Hayati Civriz de, 'İİK’nun 269. maddesi gereği, mecurun tahliyesine, takibin devamı'na karar vermişti..
İşe bakın..
Mahkeme, içinde bulunduğu adliye binasının tahliyesine karar veriyor..
Hay Allah..
2002 öncesinde, neler olmuş bu Türkiye’de?
Daha neler neler olmuştu da..
Terbiyemiz müsait değil, her yaşanılanı anlatmaya..
Bunlarla idare edin artık.
•
Bir küçük örnek daha vereyim:
İstanbul hukuk mahkemeleri, bir ara Sirkeci’deki Sansaryan Han’da hizmet vermişti.
Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait bir bina..
İşin ilginci.. Bir Ermeni vakfı, binada mülkiyet iddiasında..
Onun da açtığı dava..
Hak iddia ettiği binadaki mahkemede görülecek..
Sonra o binadaki.. Offff..
Anlatmak bile içimi sıkıyor..
Adliyelerin düne kadar hangi binalarda, nasıl hizmet verdiğini burda bitirelim..
Adli yıl açılışı için.. 'Beştepe olmaz.. Milletin sarayı olmaz' diye efelenen barolardan bir örnek vereyim..
İstanbul’da, Beşiktaş’taki DGM binası boşaltılıp, Çağlayan’daki büyük binaya taşınıldığında..
Boğaz’a nazır eski DGM binasının ne olacağı tartışılırken..
Bir de baktık ki..
Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait binaya, İstanbul Barosu konmak istiyormuş.
Bir dilekçe yazmışlar. İstanbul Barosu’nun önemini, tarihçesini anlatmışlar.
Nihayetinde de, 'Boğaz’a nazır bu binayı bize verin' demişler..
İşe bakın.. Kutsal 'savunma' mesleğinin barosu, adliyede yüz binlerce davası olan Vakıflar’dan kıyak bina istiyor..
Anlarsınız ya..
•
Şimdi bu bilgiler ışığında..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun..
Barolar Birliği Genel Başkanı Metin Feyzioğlu’nun..
Adli yıl açılışının 'milletin evi'nde yapılmasına karşı çıkışlarını yorumlayın..
Türkiye’nin kiralık işhanında adalet dağıttığı günlerden, geldiği bugünlere bakıp..
Genelev patroniçelerinin sahibi olduğu binalarda adli yıl açılışları yapıldığı günlerden..
Bugünlere nasıl gelindiğini hatırlayıp..
Milletin evinde yapılacak 'adli yıl açılış töreni'ne geliştirilen boykotun, ne kadar ilkesiz olduğunu görün..
