Eğitim dünyası 2013′ü böyle kapattı!

Eğitim dünyası 2013 yılını, hükümetin eğitim sisteminde dikiş tutmayan uygulamaları ve PİSA raporu hüsranıyla kapattı.
Eğitim dünyası 2013′ü böyle kapattı!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37    
Sözcü Gazetesi'nden Ayla Özdemir'in haberine göre 2013′ün eğitim gündemine 4+4+4 olarak bilinen zorunlu ve kademeli eğitim, Seviye Belirleme Sınavları’nın (SBS) yerine getirilen Merkezi Sistem Ortak Sınavlar ve dershanelerin kapatılması damgasını vurdu.
OKULA KAYIT YAŞI KONUSUNDA YÖNETMELİK DEĞİŞTİ
Milli Eğitim Bakanlığı, İl Milli Eğitim Müdürlüklerinden gelen uyarılar üzerine 4+4+4 sisteminde revizyona gitti.
Yapılan değişiklikle, “yaşça kayıt hakkını elde eden çocuklardan 66, 67 ve 68 aylık olanları, velisinin vereceği dilekçeyle; 69, 70 ve 71 aylık olanları ise ilkokula başlamaya hazır olmadıklarını belgeleyen sağlık raporuyla okul öncesi eğitime yönlendirebilir veya kayıtlarını bir yıl erteleyebilir” denildi.
SBS KALKTI MESOS GELDİ
Liselere geçişte kullanılan Seviye Belirleme Sınavı (SBS) 2013′de son kez yapıldı. Yerine ”Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi” (TEOG) getirildi. ‘Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş´ adı verilen yeni sistemle 8. sınıf öğrencileri bir dönemde 6 olmak üzere yılda 12 merkezi sınava girecek. Sınavlar fen ve teknoloji, matematik, Türkçe, yabancı dil, din kültürü ve ahlak bilgisi, inkılap tarihi ve Atatürkçülük derslerinden yapılacak. İki yazılısı olan derslerden ilki, 3 yazılısı olanlardan da ikincisi merkezî sistemle düzenlenecek.
8.sınıfların birinci dönem Ortak sınavı 28 Kasım ve 29 Kasım 2013 günlerinde yapıldı. Fen ve teknoloji, matematik, Türkçe, yabancı dil, din kültürü ve ahlak bilgisi, inkılap tarihi ve Atatürkçülük derslerinden yapılan sınavdaki din kültürü ve ahlak bilgisi dersi soruları, başta Alevi öğrenciler olmak üzere öğrencileri çok zorladı ve tepkilere neden oldu.

TEOG’DA HATA ÜSTÜNE HATA!
Yeni sistem TEOG, hazırlık sınavı skandalı ile başladı. Milli Eğitim Bakanlığı 81 ilde yaptığı hazırlık sınavında TEOG sınav kitapçıklarının gerçek kitaplarını dağıttı. Skandalı Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk gündeme getirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı skandalın ortaya çıkması üzerine yeni sınav soruları hazırlattı. Apar topar hazırlanan kitapçıklar sınava yetiştirildi.
Sınav kitapçıklarından 1′i eksik çıktı!
Elazığ’ın Baskil İlçesi Vakıfbank Ortaokulu’nda yapılan Merkezi Sistem Ortak Sınavı’nda öğrencilere dağıtılan Fen ve Teknoji dersinin A grubu soru kitapçıklarından 1′i eksik çıktı.
2 soru iptal edildi
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Merkezi Ortak Sınavında (TEOG) 2 sorunun iptal edildiğini açıkladı. Soruların bilimsel açıdan hatalı olduğunun belirlendiği ve iptal edilmelerine karar verildiği aktarıldı.
DÜZ LİSELER TARİH OLDU!
Bu yıl genel liseler kalkınca sınavı kazanamayan 574 bin öğrenciye 5 “zorunlu” seçenek sunuldu:
1- Özel okul
2- Meslek lisesi
3- İmam hatip lisesi
4- Çok programlı lise
5- Açık lise.
Düz liselerin kapatılmasıyla Anadolu Liselerini kazanamayan öğrencilere sadece meslek ve imam hatip liseleri seçenekleri kalması da velileri isyan ettirdi. Tepkiler üzerine çok programlı liseler bünyesinde düz lise sınıfları açıldı.
MEB DERSHANELERİ KAPATMA ISRARINDAN VAZGEÇMEDİ
2013′ün son ayları dershane tartışmalarıyla geçti. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dershanelerin 2014-2015 öğretim yılında kapatılacaklarını söyledi. Dershane kurucuları buna şiddetle itiraz etti, eylemler yapıldı.
Sonunda dershanelere, okullaşmaları için 2015’e kadar süre tanındığı açıklandı. MEB, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine ‘Özel dershane formu’ gönderildi. Gönderilen formla dershanelerin fiziki ve beşeri envanterinin çıkarılması 3 bin 950 dershane sahip ya da yöneticilerinden dönüşümlere ilişkin görüşleri istendi. Özel okula dönüşmeyi isteyip istemedikleri, özel okula olarak “Anaokuluilkokul- ortaokul, meslek lisesi, açık lise, etüt merkezi ve diğer kurslara’ dönüşüm seçenekleri de sunuldu.
HÜKÜMETTEN DERSHANELERE DENETİM KISKACI
Okullarda denetimi gevşeten MEB, dershanelere göz açtırmadı.
Dershaneleri özel okula dönüştürme çalışmalarına hız veren MEB, son yıllarda denetimleri özel okullardan dershanelere kaydırdığı ortaya çıktı.
2010 yılında bin 33 okulu denetleyen Bakanlık, 2012 yılında 120 denetim gerçekleştirdi. 2010 yılında 8 dershanede denetim yapan Milli Eğitim Bakanlığı, 2012 yılında 3 bin 947 dershanede denetime imza attı.

EĞİTİMDE ORTALAMANIN YİNE ÇOK ALTINDA KALDIK!
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) aracılığı ile üye ülkelerin hükümetleri arasında sağlanmış işbirliğinin ürünü olarak 3 yılda bir yayınlanan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA)’nın 2012 raporunda matematik, okuma ve fen puanlarını yükselten Türkiye, 64 ülke içindeki sıralamasını yükseltemedi ve 42’nci sırada kaldı.
OECD ülkeleri sıralamasında 2003 yılından bugüne tüm raporlarda Meksika’nın ardından en kötü performansı sergileyen Türkiye, OECD’ye yeni üye olan Şili’nin son sırada yer alması sayesinde sondan üçüncülüğe yükseldi.
Uzmanlar, Türkiye’nin 2003’ten bu yana genel ortalamasının yıllık yüzde 3 oranda arttığını ancak bu artışın öğrencilerin üst düzey matematiksel becerilerine yansımadığını ifade ettiler.

ÖĞRETMEN ATAMALARI BÜTÇEYE TAKILDI!
200 bin’i aşkın öğretmen adayı, MEB’in seslerini duymasını ve bir an önce öğrencilerine kavuşmayı beklerken MEB bütçeyi engel göstererek ücretli öğretmenlerle eğitim kalitesini arttırmaya çalıştı.

YÖK BAŞKANI DA BÜTÇEDEN DERT YANDI!
”Nitelikli beyin bulmakta zorlanıyoruz”
YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, öğretim üyelerinin özlük haklarındaki dezavantajlı durumdan dolayı parlak öğrencileri üniversitelere çekemediklerini, böyle devam ederse yükseköğretim sisteminin geleceğinden konuşulamayacağı gibi Türkiye’nin 2023 hedeflerinin de tutmayacağını söyledi.
Çetinsaya, öğretim üyelerinin maaşları konusunda kapsamlı bir reform yapılmasının kaçınılmaz olduğunu belirtti. Maaşların performans ve üretkenliğin esas alınarak yeniden kurgulanması gerektiğini savundu. En nitelikli beyinleri labaratuvarlara, dershanelere, sınıflara çekmemiz lazım. Akademide kalmaya, araştırma yapmaya, doktora yapmaya, öğretim üyesi olmaya ikna etmemiz lazım. Önümüzdeki 10 yıl çok kritik. Önlem alınmazsa sistem çöker” diye konuştu.
Yılda 15 bin öğretim üyesi alınmalı
Küresel dünyada Türkiye’nin etkin bir aktör olması halinde nitelikli insan gücüne, araştırmacıya ve araştırmaya ihtiyacının bulunduğunu belirten Prof. Dr. Çetinsaya, bu konuda üniversitelerin kritik bir rol oynadığını söyledi. Prof. Dr. Çetinsaya, üniversitelere normalde yılda 9 bin öğretim üyesi alınması gerektiğini, ancak genel bütçeden 4 bin öğretim üyesi için kaynak ayrıldığını belirtip, “Türkiye, 2023 hedefini gerçekleştirecekse 9 bin kişilik kadro da yetersiz. Bu hedefe ulaşmak için yılda 15 bin öğretim üyesi almamız gerekiyor. Maalesef, bu sayıyı 4 binde sınırlı tutmaya çalışıyorlar. Bu yüksek öğretime vurulan büyük bir darbe olur” dedi.