Hastanede karnında gazlı bez unutuldu, kanser olabilirsin denildi!

Kol ailesi, gerçekleşen bu ihmalsizliğin kendilerine mal edilmemesi için hukuki işlemleri en yakında zamanda başlatacaklarını belirtti.
Hastanede karnında gazlı bez unutuldu, kanser olabilirsin denildi!
2018-04-02 20:58:47   Güncelleme: 2018-04-02 20:58:47    

Ankara'da özel bir hastanede 3 yıl önce sezaryen ile doğum yapan 38 yaşındaki Sibel Kol, karnında unutulan gazlı bezle yaşadı. Kist olduğu sanılarak ameliyata alınan kadının karnından, 3 yıl önce sezaryen ile yaptığı doğumda unutulan bir kavanoz gazlı bez çıktı.

Ankara'da özel bir hastanede 3 yıl önce sezaryen ile doğum yapan 38 yaşındaki Sibel Kol, karnında unutulan gazlı bezle yaşadı. Ankara'da yaşayan Sibel Kol, yaklaşık 3 yıl önce ikinci çocuğunun doğumunu yapmak üzere özel bir hastaneye yattı. Sezaryen yöntemiyle Aysima adı verilen bir kız çocuğu doğuran Kol, yaşadığı acılar nedeniyle gittiği doktorunun, ’ağrının normal olduğunu’ söyleyip evine gönderdi. Rahatsızlıktan kurtulmak için çare arayan Kol’un ağrısına teşhis konulamadı. Yaklaşık 3 yıl boyunca ağrıları daha da artan ve durumu kötüleşen Kol, başka bir hastaneye gittiğinde büyük bir şok yaşadı. Çekilen MR sonucu kist olduğu belirtilen kadının hemen ameliyat olmasına karar verildi. Yapılan operasyonda ise Kol’un, doğum sırasında unutulduğu iddia edilen bir kavanoz dolusu gazlı bez çıktı.

Eşiyle aralarında çok ciddi problemler yaşadığını belirten Kol, şunları kaydetti:
'Onun beni görmesini ve bana dokunsun istemiyordum. Göbeğim hiç gitmedi. Dar şeyler giyemiyordum ve boşluklarım hep ağrıyordu. Çevremdekiler hep bana 'Üşütüyorsun o yüzden oluyor ve kilolusun' diyorlardı. Hastanelere 3 yıl boyunca gitmedim değil, gittim ama sonuç bulamadım. Son gittiğim hastanede doktorum bana 'Kanser olabilirsin' dedi.'

Bir otobüse bindiğinde insanların kendisine hamile gibi davrandığını söyleyen anne Kol, 'Çünkü karnım çok büyüktü. İnsanlar benimle dalga geçiyordu. 'Sezaryen ile ameliyat oldun 2 yıl geçti hala hastasın' diyorlardı. Beyin olarak da çöktüm. Düşünün normal vücudunuz var ama 9 aylık hamile karnınız var. Eşim bir şey demiyordu ama ben ona karşı kendimi kötü hissediyordum. 3 yaşında çocuğum var ve ben onu kucağıma alamıyordum. İlgi gösteremiyordum ve aşırı sinir oluştu. İnsanlara güvenim kalmadı. Kendimi ot gibi hissediyorum. Hep bir şey var içimde. Bana bir şey mi olacak? Hep bunu düşünüyorum. Geceleri uyuyamıyorum. 3 yıl önce ben ölmüş olsaydım çocuklarım ne yapardı. Hep bunları düşünüyorum' şeklinde konuştu.

Eşinin sağlığına kavuşması için farklı hastanelere de gittiklerini söyleyen Kol, 'En son gittiğimiz hastanede eşimin karın bölgesinde vücuttan bağımsız 2 tane kist tespit edildi. Doktor 'Ameliyat etmeden bunun ne olduğunu göremem' dedi. Bizde ameliyat olmayı kabul ettik. Ameliyattan önce bir hemşire 'Acaba bunlar sizin sezaryen olduğunuz ameliyatta unutulan bir şey olabilir mi?' dediğinde, kafamızda kocaman bir soru işareti oluştu. Böyle bir şey olmasına ihtimal vermiyorduk. Bir tane unutulsa tamam da, 2 ayrı bölgede 2 tane kist var. Doktor farklı şeylerden de bahsetti. 'Belki bu kanser içerikli bir kist olabilir' dedi. O anda tekrar bir yıkım yaşadık. Eşimin ameliyatından sonra doktorun yanına gittim. Hocam bunlar nedir diye sordum. Hocada bana fotoğrafları gösterdi ve 'Bunlar sezaryen da unutulan sargı bezleri' dedi. Önce inanmadım ama fotoğrafları görünce inandım' ifadelerini kullandı.

Avukatıyla beraber eşinin sezaryen olduğu hastane yönetimiyle görüşmeye gittiklerini ifade eden baba Kol, 'Hasta hakları bölümüyle görüştük onlar bizimle pek ilgilenmedi. Daha sonra bizimle iletişime geçtiler. Gittim durumu anlattım. Orada eşimi suçlar tavırlar vardı. Madem öyle bir şey var 3 yıldır neredeydiniz tarzında tavır vardı. Biz başka hastanelere de gittik. Fakat bunlar 2 tane kocaman sargı bezinin unutulması gerçeğini kapatamaz. Eşimin çektiği acıları kapatamaz. Daha sonra hastanenin avukatı bize 'Bizden beklentiniz ne?' diye sordu. Bizde kendilerine, hem maddi hem manevi zararlarımız var. Eşimin ruhsal durumu bozuldu ve tekrar ameliyat olmak zorunda kaldı ve bu sebeple beklentilerimizin olduğunu söyledim. Avukat bize, 'Ne kadar bir bedel düşünüyorsunuz?' gibi bir soru sordu. Bende, eşime bir değer biçemem. O tekrar döndü ve bana 'Siz yine de bir rakam söyleyin' dedi. Bende o zaman, 750 bin manevi ve 5 binde maddi zararım var dedim. Bunları karşılayın dedim. 'Hastane yönetimi ile bunu görüşeceğiz. Size daha sonra haber vereceğiz' dediler. Aradan yaklaşık olarak 5 gün geçtikten sonra avukatım aracılığıyla bize geri dönüş sağladılar. 'Biz bu tamponların bizim sezaryen ameliyatımızda olduğuna inanmıyoruz. İstediğiniz kanuni soruşturmayı başlatabilirsiniz' dediler. Bizde peki siz bilirsiniz dedik' diye konuştu.

Baba Kol, konuşmasının devamında şunları belirtti:
'Kanuni olarak hakkımızı sonunu kadar arayacağız. İnsan hayatı bu kadar ucuz değil. Bir anne evlatlarını bu kadar sahipsiz bırakma zorunda kaldı. Bunlar acı şeyler. Allah göstermesin bu kadına bir şey olsaydı 2 tane kız çocuğuna ben nasıl bakacaktım. Eşimi nasıl geri getireceklerdi. Eşimin 4 sene içinde de düzeleceğine ben şahsen inanmıyorum. Ne ruhsal olarak nede bedensel olarak. Bizim 3. bir çocuk düşüncemiz vardı. Biz bu olaylardan sonra 3. çocuğu istemiyoruz. Yeter ki eşim normal hayatına dönsün.' Ayrıca, Kol ailesi, gerçekleşen bu ihmalsizliğin kendilerine mal edilmemesi için hukuki işlemleri en yakında zamanda başlatacaklarını belirtti.