CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin MYK toplantısı sonrası basın toplantısı düzenledi. BBC'nin aktardığına göre, seçimlerde 'bütün baskılara, şantajlara, tehditlere rağmen' görev yaptıklarını söylediği CHP’lileri tebrik eden Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
'Bütün bu baskılara rağmen CHP önemli bir görev yaptı. CHP’nin hangi koşullarda bir zoru gerçekleştirdiğini bütün dünyanın bilmesini isterim. Sıradan bir başarı değildir. OHAL’e rağmen, devletin bütün imkanlarına rağmen, bütün gazetelere rağmen, bütün baskılara rağmen 7 puan indirdiler. Ben bu yüzden arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.'
'Demokrasiye inanmayan bir insan tebrik edilemez'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tebrik edip etmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi:
'Demokrasiye inanmayan bir insan tebrik edilemez. Yasama, yürütme, yargıyı kendine bağlayan tebrik edilemez. Tek adam rejimini savunan tebrik edilemez. Nesini tebrik edeceğiz.'
'Seçimde değil, demokraside hile var'
Kılıçdaroğlu seçimde hile olup olmadığına ilişkin bir soruyu da şöyle yanıtladı:
'Seçim sonuçlarında her şey olabilir. Bütün sandıkların güvenliğini sağlamak için örgütler partiler, gönüllüler ordusuyla çalıştık. Demokraside hile var, seçimde değil. Eşit şartlarda yarışmadık.'
'Koltuk sevdası olanların bu partide işi yoktur'
Bir gazetecinin AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Mahir Ünal'ın Muharrem İnce için 'CHP'nin doğal lideri haline gelmiştir' sözlerine ilişkin sorusunu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:
'Muharrem Bey’in CHP’den fazla oy almasını öteden beri savunduk. Neden Muharrem Bey parti rozetini çıkarttı, bayrak rozetini taktı? Dolayısıyla biz Muharrem Bey’in bütün çalışmalarında katkı verdik ve performansını yerinde ve doğru bulduk. Ama kendisinin de ifade ettiği gibi oyun daha fazla olması lazımdı. 9 ay sonra yerel seçimler var. Çok daha güçlü bir sonuç elde edeceğiz. Bütün veriler bunu gösteriyor. Koltuk sevdası olanların bu partide işi yoktur. Bu partiye gelecek her kişinin ortak hedefleri olmak zorundadır. Demokrasi gibi, kadın erkek eşitliği gibi, yargı bağımsızlığı gibi…'
