İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi doğrultusunda İstanbul 3'üncü Sulh Ceza Hakimliği, Yeni Yaşam gazetesinin 15 Şubat 2019 tarihli sayısı hakkında toplatma kararı çıkardı.
İstanbul Cumhuriyet Başssavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu, 1 Mart 2019 tarihinde başlattığı soruşturma kapsamında Yeni Yaşam gazetesinin 15 Şubat 2019 tarihli sayısı hakkında basım, yayın ve satışının yasaklanması ve hakkında toplatma kararı çıkarılmasını talep etti. İstanbul 3'üncü Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderilen talep kabul edilerek, gazetenin sayısı hakkında toplatma kararı çıkarıldı. Karara İstanbul Cumhuriyet Başssavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu’nun talebi ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü’ne yapılan ihbar gerekçe gösterildi.
‘SÖZDE TECRİT’
Kararda, gazetenin manşetinde İmralı tecridine karşı 120 gündür süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven’in eyleminin 100’üncü günü dolayısıyla yapılan 'Direnişte 100 gün' başlıklı haber suçlama konusu yapıldı.
Güven’in 120 gündür eylemde olduğu İmralı tecridi için 'sözde tecrit' ifadesinin yer aldığı kararda, HDP milletvekillerinin yürüyüşlerinin haber yapılması da başka bir suçlama konusu oldu.
‘ÖCALAN’ YİNE SUÇLAMA!
Gazetenin 6’ncı sayfasında yer alan 'Güneşli günler için yürüyorlar' haberinin içeriğinde yer alan 'HDP’li vekiller Türkiye’deki tüm sorunların temelinde gördükleri İmralı tecridinin kaldırılması talebiyle Diyarbakır’a yürüyor. Polis bazı vekilleri darp ederken, engellemelere rağmen halk bugün Leyla Güven’in evinin önünde olacak' ifadeleri suçlama konusu yapıldı.
Gazetenin 10’uncu sayfasında yer alan ve Asrın Hukuk Bürosu’nun değerlendirmelerine yer verilen haber de ayrı bir suçlama konusu yapıldı. Yine 'İmralı tecridinin 20. yılı' haberinde 'Sayın Abdullah Öcalan…' ifadesi de suçlama konusu oldu.
Kararda, haberlerde Öcalan’ın övüldüğü ve desteklendiği, İmralı Cezaevinde haksız tecrit ve hukuksuzluk durumlarının olduğunun öne sürüldüğü ifade edildi.
Gazetenin söz konusu sayısında PKK ve KCK’nin şiddet ve tehdit içeren eylemlerinin meşru gösterildiği, övücü resim ve yorumlara yer verildiği ileri sürülerek, örgüt propagandasının yapıldığı savunuldu.
