Coplayarak öldürmek şüpheli ölüm!

Tekirdağ’da, akıl hastanesine yatırılmaya direnen şizofreni hastası Ali Çelebi’yi coplarla kafasına vurarak ölümüne yol açtıkları iddia edilen polisler için 11 aydır işlem yapılmadı. Ölümün, 'şüpheli' olduğu öne sürüldü.
Coplayarak öldürmek şüpheli ölüm!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37    
Tekirdağ’da, akıl hastanesine yatırılmaya direnen doğuştan şizofreni hastası 34 yaşındaki Ali Çelebi’yi coplarla kafasına vurarak ölümüne yol açtıkları iddia edilen polislerle ilgili, aradan 11 ay geçtiği halde işlem yapılmadı.

“Çelebi’nin kafasını polis aracının kaputuna ve yere vurarak kendisine zarar verdiği” yönünde düzenlenen olay tutanağı, şüpheli polislerin hazırladığı ortaya çıktı. Savcılığın, şüpheli polislerin ifadeleri ışığında “şüpheli ölüm” iddiasıyla soruşturma yürüttüğü ve dosyanın aylardır Adli Tıp Kurumu’nda bekletildiği anlaşıldı.

Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre Çelebi, her yıl bir hafta süreyle Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde tedavi görüyordu. Geçen yıl 4 Ağustos’ta ruh sağlığı bozulunca hastaneye götürülmek üzere ambulansa bindirildi. Ambulansın camını kırıp kaçan Çelebi, Kapaklı’daki akrabalarının yanına sığındı. Çağrılan polis grubu binanın önüne geldiğinde Çelebi çatıda bekliyordu. İkna edilerek aşağıya indirildiğinde, polisler Çelebi’yi ambulansa götürmek istedi. Eniştesi Numan Yıldız’a göre Çelebi, bir polisi itince yüzüne biber gazı sıkıldı. O da bir polise yumruk atıp kaçtı. İddiaya göre bir polis, Çelebi’nin kafasının arkasına copuyla iki üç kez; bir başka polis de kafasının ön tarafına copla vurdu. Sakinleştirici iğne vurulduktan sonra ambulansa bindirilen Çelebi, hastanede hayatını kaybetti.

Aile, polislerin iddiasını reddetti
Polisin hazırladığı tutanakta, Çelebi’nin polis Ömer Acar’ı yumrukla yere düşürdüğü, polis Ahmet Sarıkaya’nın koluna vurduğu, polis Yusuf Bozkurt Açıkel’in sağ alt dudağını yaraladığı, polis Ömer Şahinbaş’ın ensesine kolunu salladığı ileri sürüldü. Bu sırada cop, biber gazı ve kelepçeyle müdahale edildiği, Çelebi’nin yüzüstü yere düştüğü, kafasını aracın kaputuna çarptığı öne sürüldü.

Çerkezköy Emniyeti’nce hazırlanan fezlekede iki ambulans görevlisi ve bir hemşire “şüpheli” olarak gösterilirken, Çelebi’yi darp eden polislerin ifadesi “bilgi veren” olarak alındı. Ayrıca dokuz polisin darp raporu aldığı anlaşıldı. Çelebi’nin ölümü hakkında, “şüpheli ölüm” ifadesi kullanıldı. Bu fezleke uyarınca savcılıkta ifadesi alınan polisler, Çelebi’nin kafasını sert şekilde polis aracının ön kaputuna vurduğunu, kaçarken bir metre derinliğindeki garaj girişine yüzükoyun düştüğünü ve yakalandıktan sonra kafasını sert zemine vurduğunu, çırpınarak kafasını ve ayaklarını yere vurduğunu iddia etti.

Tanıklar ve aile bireyleri ise polislerin bu iddiasını reddetti. 20 Ağustos’ta yapılan yüzleştirme işleminde tanıklar; Ömer Acar, Mehmet Türkmenoğlu, Yusuf Bozkurt Açıkel, Deniz Polat ve Ahmet Sarıkaya adlı polislerin Çelebi’yi darp ettiğini söyledi.

‘Devlet politikası öldürdü’
Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişim Derneği (RUSİHAK) ve Çelebi ailesi adına dosyaya müdahil olan Avukat Özlem Özkan, soruşturma işlemlerinin bütünüyle sanıkların ifadeleri ve hazırlanan tutanaklar üzerinden yürütüldüğünü belirtiyor. Ruh sağlığı bozuk insanlara 'kaybedilmiş insan' olarak bakıldığını belirten Özkan, “Ölümün üzerinden bir sene geçtiği halde hâlâ şüpheli ölüm olarak bakılıyor. Polisin haleti ruhiyesi, etkisiz hale getirip hastaneye kaldırma şeklinde. Hastalarla ilgili ne bir bilgilendirme, ne de insani müdahale var. Tamamen kendi bildikleri yöntemle hallediyorlar. Çelebi de devletin bu politikası sonunda öldü” dedi.