Cumhuriyet’ten Adil Yiğit’in haberine göre, Ahmet Türk, “Bizi bugünlere getiren kahraman şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz. Halkımızın özgür olması coğrafyamızdaki Ermeni’nin, Süryani’nin, Ezidi’nin ve herkesin özgür olması anlamına geliyor. Türkiye’nin demokrasi güçleri ile yeni bir yaşamın nüvelerini atıyoruz. Bütün çalışmalarımızın temelinde halkların kardeşliği espirisi vardır. Atalarımızın Ermeni ve Süryani halkına yaptıklarından dolayı utanç duyuyoruz. Ermeniler ve Süryaniler ne zaman bu kadim toprakları terkettiyse o zaman yoklukla ve fakirlikle tanıştık. Onlar ülkemizin zenginliğiydiler” dedi. “1911 yılında İttihat ve Terakki Partisi’nin aldığı kararların tüm Cumhuriyet tarihi boyunca uygulandığını ve aynı anlayışın bugün hâlâ sürmekte olduğunu” ifade eden Türk, “1914-15 yıllarında devletin bu kararları gerçekleştirirken ne yazıkki Kürt halkı da açık bir şekilde kullanıldı” diye konuştu.
'CHP BİZİMLE İTTİFAKTAN KAÇIYOR'
Ahmet Türk konuşmasında, “Seçimlere senelerdir yüzde %10 barajından dolayı bağımsız adaylarla girdik. 7 Haziran seçimleri sonrası barajı aşamazsak ve TBMM’ye giremezsek onlar düşünsünler” dedi. CHP’nin muhalef yapmadığına da değinen Ahmet Türk, SHP zamanında (1991) zor girişimler sonucu grup olarak hazırladığımız Doğu Ve Güneydoğu Anadolu Raporu diye bilinen “Kürt Raporu”ndan örnek verseler de, bu raporu bir türlü geliştiremediler. Zaten CHP bizimle seçim ittifakından kaçıyor” dedi.
'KENDİ KADERİMİZİ TAYİN EDERİZ'
Hükümeti de eleştiren Ahmet Türk, “Bizden adeta “Çözüm Süreci” adına sadakat bekliyorlar. Demokrasiya inanıyorlarsa önce barajı düşürsünler. Yoksa seçim barajını her türden demokratik girişimlerimizle zorlayacağız” dedikten sonra, halkların kurtuluşu için silah artık yalnız başına yetmiyor. Bunun yanı sıra siyasetin kapısını aralamamız gerek. Savaşta kazandıklarınızı siyaset masasında yitirebilirsiniz. Türkiye halkına karşı duyduğumuz sorumluluğun gereği HDP olarak seçimlere gireceğiz. Bunca direnişe ve bedele rağmen barajı geçmezsek bu şehitlerimize yapılmış bir hakaret olarak alnımızda kara leke olarak duracaktır. Seçim barajına takılıp seçilmezsek de bu vebal devletindir. Bizler de kendi kaderimizi kendimiz tayin ederiz. Bundan sonrasını devlet düşünsün“dedi.