Sare Davutoğlu: Kadına şiddet demek konuyu büyütür!

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, kadına şiddet demenin konuyu büyütmek olduğunu, hatta kadın cinayetleri dedikçe cinayetlerin daha çok arttığını söyledi.
Sare Davutoğlu: Kadına şiddet demek konuyu büyütür!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37    

Milliyet’ten Serpil Çevikcan’a konuşan Davutoğlu, kadına şiddet konusundaki bakış açısı sorulduğunda, “Ben kadına şiddet dememizin de bu konuyu büyüttüğü kanaatindeyim. Şiddeti bir bütün olarak ele almamız lazım. İnsanlar arasındaki muhabbeti, merhameti, saygıyı arttırmaktır esas olan. Olumsuzu önde tutarak bu sorunu çözemeyeceğimizi aslında hepimiz görmüş olduk. Kadın cinayetleri dedikçe cinayetler neredeyse arttı, bana öyle geliyor” diye konuştu.

Kadın cinayetlerine kadın cinayeti denilmemesi gerektiğini belirten Davutoğlu, bunun yerine yapılabilecekleri “Aileden başlayarak, okullarımızda ve her bir kurumumuzda şiddetin önüne geçecek bir sisteme kavuşmamız lazım. O kanonik yapı burada da aslında devreye giriyor” diye anlattı.

İş cinayeti değilmiş, ‘anne ölümü’ymüş

Bu noktada, son olarak Manisa’da hayatını kaybeden 13 mevsimlik kadın işçisinin ölümünü de iş cinayetleri penceresinden değil ‘anne ölümü’ olarak okumayı tercih eden Davutoğlu, sözlerini hükümetin kadın istihdamına yönelik mikro kredi uygulamalarını ‘överek’ devam ettirdi.

Davutoğlu, “Kadın istihdamı konusu çok kritik bir konu. Manisa’da mevsimlik işçileri taşıyan araçta hayatını kaybeden 15 kişiden 13’ü kadın. Bizim anne ölümü dediğimiz bir şey vardır. En hassas olduğumuz şeydir. Gelişmişlik göstergelerinden birisidir. AK Parti döneminde gelişmiş ülkeler düzeyine çıktık çok şükür. Bu kazadaki ölümler de bir anne ölümü gibi değerlendirilmeli. O 13 kadınımızın ölümü, insan kaybının ötesinde bir şey ifade ediyor. Evlatları, eşleri, baktıkları yaşlılar var. Çok hızlı bir kentleşme yaşıyor Türk toplumu” dedi.

Reklamlar devrede

Sare Davutoğlu, “Kadın istihdamı ile ilgili çok şey yapıldı. Çocuk sahibi olmak kolaylaştırıldı. Hem işe devam etmesiyle ilgili hem belli alanlarla ilgili önleri açıldı. Evinde bir şey üreten her kadın aslında çalışıyor. Evinin dışında ürettiklerini pazarlaması, gelir elde etmesi. Mikro kredilerle kendi işini kurması, iş ve meslek edindirme kursları sayesinde belirli becerileri kazanması.”

‘Hepsi mi iş arıyor?’

Bu noktada, kadınların ev ve aile hayatları da düşündüğünde muhakkak iş dünyasında para kazanması gerekmediğini, evde de üretken olabileceklerini savunan Davutoğlu, kadın işsizliğini de işinden memnun olmayanlarla ilişkilendirdi.

OECD rakamlarına göre, Türkiye’de 4 milyon kadın işsizin olmasını nasıl yorumladığı sorusuna, “Orada bir farklı rakam var onu biliyorsunuz değil mi? Çalışabilecek yaşta, vasıfta iş gücüne katılım ayrı bir şey. İşinden memnun olmayanları da kapsıyor. Belki bu 4 milyonun içinde hepsi çalışmak da istemiyor” diye yanıt veren Davutoğlu, hükümetin aldığı çok ciddi tedbirler olduğunu öne sürdü.

Ev içi çalışma, mikrokrediler…

Davutoğlu, AKP hükümetinin kadın istihdamındaki ‘alametifarikaları’ndan biri olan mikrokredilerden bahsederek,“Mikro kredilerle işini kurmuş çok kadın gördüm. Evinden çalışıp, ürettiği şeyi pazarlayan kadınlar gördüm. Çünkü kadının bazen evinin dışında para kazanması zor olabiliyor. Engelli evladı, yaşlısı olabiliyor. Bazen o noktaya getiriyoruz ki sanki her kadın evinin dışında da çalışmalıdır. O zaman çocuklarının annesi, ev kadını olarak katma değer üreten kadınlar da kendilerini kötü hissediyorlar” dedi.

“Sırf bir yerde çalışmak için herhangi bir yerde çok düşük maaşlara çalışılmasının çok anlamlı olmadığını düşünüyorum” diyen Davutoğlu, şöyle devam etti: “Aileye de kadına da çok şey katmayacağını. Öyle dönemler oluyor ki çocukları ile vakit geçirmesi daha kritik oluyor. Benim hayattaki tek pişmanlığım ücretsiz izin alma konusudur.”

Foto Galeri Videolar Son Dakika Haberler Video Kategori Foto Kategori Vehaber İletişim Künye Şikayet Menü